Bana Masal Anlat Şiiri - Mahfuz Arslan

Mahfuz Arslan
13

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bana Masal Anlat

Bir varmış bir yokmuş
Toprak damların efsunlu odalarına
Buram buram dua kokusu yayılır
Ve ayrı odalarda yaşayan herkes
Hiç farkında olmadan, aynı anda
Bir kutsal törene eşlik edermiş...

Kardan adam üşümez,
Süt içmeyen büyümezmiş
Babalar her şeyi bilir amma
Sevdiğini belli etmezmiş
Anneler, annelermiş
Her devrin sancısını çekenler
Çocuklarsa çocukluğundan çıkmak istemez
Hayatı bir oyun zannedermiş...

Hayli zaman oldu
Çocuktum ben
Akranlarıma göre
Biraz küçüktüm ben
Ama ben giderdim kiraz dalının en ucuna
En yüksekteki o en sarı bal elmayı ben koparırdım
En çok yıldızı ben sayar
Gökkuşağını yakalamak için en hızlı ben koşardım
En, sürekli en peşinde
Baharla eriyen karların
Coşkun seliydim ben
Ben dursam kanım durmaz
Deli deli akardım
Dökülürken şelaleden bilinmeyen bir boşluğa
Paraşütsüz atlar, hiç korkmazdım.

Bir masalda geçti çocukluğum
Sonsuz düşler ülkesinin tek prensiydim ben
Kış dağının doğusunda
Güneşe bakardı kristal şatomuz
Ucu göklere,
Orada yaşamak dünyalara değerdi.
Her odasını çınlatırdı sesim
Bin bir basamaklı merdiveninde hiç kesilmezdi nefesim

Akşamları yağmur çisil çisil yağar
Çinko dama tıpır tıpır damlar
Sobada odunlar çıtır çıtır yanar
Üstünde güğüm fokur fokur kaynar
Buz gibi yorganın altında içim kıpır kıpır
Ve nihayet ben mışıl mışıl uyurdum.

Göbelek, kekik, süt
Üçgül, orman,
Kokulu bir kadın
Torosları bölüp sırtlayacak güçte
Yeşil gözlü bir dev
Ve her akşam idare lambası eşliğinde
O Karacaoğlan türkülerini
O Anadolu efsanelerini
Dinlemeden uyuyamayan bir çocuk
Eli ayağı toprak, ahşap oyuncakları talaş kokan
Arefe günü uykusu kaçan
Ertesi gün kanatsız uçan
Her yaz okul bittiğinde
Toroslarda açan, yaylalarda açan
Ele avuca sığmaz dikenli bir tür çiçek

Çocuktum ben
Hayli zaman önce
Bir dev olacağım sanırdım büyüyünce
Oysa çocukluğum bir dev,
Devlerde masallarda yaşarmış
Büyümek, ah o büyümek
Hayatın bizzat kendisi,
Ne zor şeymiş

Muhabbet mahkemesinin
Hakimi savcısı avukatı bendim
Canım nasıl istiyorsa öyle sevdim
İşçiydim emekçiydim üstelik
Karanlık ormandaki
Kremalı atom fabrikasının
Kalite kontrol şefiydim ben
Gofreti sade sever
Bisküviyi suya bana bana yerdim
Yenilmek bana tersti hep
Yarım kalan oyunlara rüyalarda devam ederdim
Saklambaç oynarken ardına saklanacak
Taşımız ağacımız çoktu bizim
En sevdiğim oyun elim sendeydi
Ama benim aklım hep ondaydı
Komşu kızı, ilk hayal kırıklığım

Çekirgelerden zıplamayı öğrendik
Ateş böceğinden karanlıktan korkmamayı
Çıplak çekirdeklerle güneşi turladık
Gökyüzünün engin dallarından
Yıldız kopardık
Bir dolunay akşamı el ele tutuştuk
Ve nihayet bağımsızlığımızı ilan ettik
Devrimin kralını biz yaptık anlayacağınız
Ama içini biz boşaltmadık
Ve devrim bizi yemeden hemen oradan uzaklaştık
Sonuç olarak;
Artık ne bir parçasıydık yaşadığımız anın,
Ne de umrumuzdaydı su gibi akıp giden zaman
Ve çocukluğum, zaman zaman
Hayalimde belirip kaybolan
Bir gökkuşağı ki
Rengarenk cıvıl cıvıl
Keşke hiç bitmeseydi dediğim.

Bir zamanlar bizde çocuktuk...
Emeklemeyi öğrendik önce
Ve sonra yürümeyi, düşe kalka
Büyüdük ve yaşıyoruz hala
Düşe kalka, düşe kalka

Mahfuz Arslan
Kayıt Tarihi : 6.6.2016 10:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Niyazi Sakar
    Niyazi Sakar

    Yüreğinize sağlık yakalamışsınız natürelliği..

    Cevap Yaz
  • Abdurrahim Zararsız
    Abdurrahim Zararsız

    Akşamları yağmur çisil çisil yağar
    Çinko dama tıpır tıpır damlar
    Sobada odunlar çıtır çıtır yanar
    Üstünde güğüm fokur fokur kaynar
    Buz gibi yorganın altında içim kıpır kıpır
    Ve nihayet ben mışıl mışıl uyurdum.

    İşte, serbest şiire lirizmin zirvesini Toroslarda yakalamış harika bir örnek. 10 + Antolojim.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Mahfuz Arslan