Bana Kara Diyen Dilber Şiiri - Yorumlar

Madem dilber meylin yoğudu bende
Ezelinden ikrar vermeyeydin
Muhabbettir güzelliğin nişanı
Uğrun uğrun bakıp gülmeyeyidin

İftariyelik şiirler sanki Mübareğin yazdıkları

kimdi o....birisi vardı hani

he valla he diyen

bu siiri surekli okurum
badem gurubu bile bu dizeleri muzikale çevirdi
muhtesem bir eser
saygilar

güzel

tek kelimeyle muhtesem zevkle okunan bir halk sairi...
muzeyyen baskir

Bu şiiri okuyup da, 'kara' rengini sevmeyen olur mu? Ayrıca bir halk şâiri olan Karacaoğlan'ın mantık, felsefe, tarih ve coğrafya bilgisinin enginliğine de şahit oluyoruz. Halk şairlerini küçümseyenler, onların cahil olduklarını iddia edenler, şu şiirdeki önermelerin ikna ediciliğine baksınlar da, sayıkladıkları safsataların çürüklüklerini anlasınlar...

Bana 'kara' diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren gelin
Kaşların kara değil mi



şiirleri buraya günün şiiri diye koyan kişi akıllandı galiba epey zamandır saçma sapan şiirleri buraya çıkarmıyor.bizde şiir okuma zevkimizden olmuyoruz.

Şöyle biraz türkü havasın da çok akıcı ve coşkulu bu şiir bakın ‘şairlerin’ dahi iç güzelliğini yansıtıp onları da coşkuda buluşturuyor:)

Ve tabii sayın şair dostumuz Kemal İspir’in bu özel çalışma ve açıklaması takdire değer...
Eğer gerçekse kızların sevdiği oğlanı kaçırması bu çok ilginç.. Ama bu açıklamayı yapmada iyi etmediniz Kemal bey.. Bir de bakmışınız ne kadar sevdiğine kavuşmaya/buluşmaya/kaçırılmaya/kaçırmaya bekar kız erkek varsa Karacaoğlan köyüne göç etmiş:)… Şaka bir yana konuya şu açıdan bakıyorum; demek ki kadın erkek eşitliği belli yörelerde kültürel ve yaşamsal özler taşıyormuş.. ne diyelim geniş kitleye örnek teşkil ederler..

Saygılarla…

Evlerinde sular akar
Güzelleri göze bakar
Hublar yanağına sokar
Sümbül de kara değil mi

Karac'oğlan der maşallah
Bir gün görürüm inşallah
Kara donludur Beytullah
Örtüsü kara değil mi


ne kadar yalın akıcı ve duru bir anlatım sanat adına şiri anlaşılmaz edenler kelime oyunlarına boğanlar tekrar tekrar okusun

Bu güzel şiirin günümüze kadar gelmesinde en büyük etkenler; akılda kalıcı özelliği bulunan hece ile yazılmış olması ve içinde bulunduğu ana özel, zaman geçtikçe anlam değiştiren imgeleri barındırmamasıdır. Son derece duru, her yaş ve eğitimde olanların anlayabileceği kadar sade bir dil kullanmış, her çağa hitap edebilecek kadar genel insani bir konuyu işlemiş.
Bu gün de siyah-beyaz, yeşil- kırmızı, şeffaf-kesif tezatlarına mahkumiyetimiz sürmüyor mu?

Biz derisi karalardan değil, kalbi ve ruhu karalardan korkuyoruz,ve ne çekiyorsak bu kalbi kara nadanlardan çekiyoruz!
Resul-i kibriya(sav)efendimiz miraçta cennetle muhaveresinde,cennet ona sorar;
-bana dünyadan ne hediye getirdin?diye.Allah resulü cevaben;
-sana Bilal-i Habeşi'yi getirdim,der.Cennet;
-Ya resulullah onu esmer diye medinenin kadınları bile beğenmedi deyince;resulullah şu cevabı verir,
-Bilalin dışı karadır ama içi nur doludur!
Bizlere dışı beyaz içi kirliler değil,dışı karada olsa,içi nurlular lazım!
Herkese hayırlı çalışmalar.