Bana İstanbul'umu geri verin

Mehmet Asal
4

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bana İstanbul'umu geri verin

Geri verin bana İstanbul’u mu, çocukluğumdaki saflığında,
Caddeleri geniş ve boş, insanları birbirini tanıyan eski aydınlığında.

Misket oynayan arkadaşlarımı, şimşir topaçlı Necdet’i bulun bana,
Şişko Ceyhun getirsin meşin topunu, razıyım yine onun santrforluğuna.

Mehmet Ustanın karbüratör dükkânında yanık yağların ateşine konsun,
Çatala takılı sucuğumu yedirin bana, yanımda Turgut’ta olsun.

Abimle balığa gideyim Samatya’ya, o gizliden Bafra’sını tüttürsün orada,
Babama söylemeyeyim diye dönüşte, bir Goralı yaptırsın Ferit Abiden bana.

Bakkal Hacı Ali’nin dondurmasını çevireyim, ayıklayayım Fahri’nin fındığını,
Bir külah dondurma ve bir avuç taze fındık ile alayım karşılığını.

Çukurbostan’da Deli Fatma’nın teneke evini taşlayalım, küfretsin yeniden,
Asım Özkan Öğretmenim kızsın bize, yüzümüz kızarsın derinden derinden.

Emekli ikramiyesiyle zar zor alınmış, Küçücük dairemizi verin geri,
Razıyım suları gene akmasın, Haseki parkından taşınsın içeri.

Kışın tavanı ıslansın üstteki Terastan aldığı yağmur suyuyla,
Varsın Türkan ablam yine çıkarmasın bizi terasına, o deli huyuyla.

Perşembe akşamları radyo tiyatrosu dinleyelim hep beraber arka odada,
Pazarları çayımızı içerken, Halit Kıvanç anlatsın maçları o minik radyoda.

Salı Pazarında çiğ börek yiyeyim 15 kuruşa, Yâda çıkmazsa o kadar param,
Sana sürülmüş şekerli ekmeğimi versin bana razıyım yine canım anam.

Okula giderken hep yolunu gözlediğim esmer Gönül’ü mü,
Güzeller güzeli Süheyla öğretmenimi koyun yanıma alsın gönlümü.

İncecik sarmalar saran, ismi gibi Gülşen ablamı getirin yanıma,
Çektiği kahvesi mis gibi kokan Müyesser Teyzemi de bulun ne olur bana.

Annem sabah akşam falına baksın babamın habire,
Güzel şeyler söylesin aslında olmayacağını bile bile.

Kedimiz olsun sokaktan renkli, yine Demet koyayım adını,
Varsın bir Nisan sabahında, yatağımda doğursun yavrularını.

Annem aniden ölmesin, bir Ocak sabahında,
Babamla Pinikel bezik oynayayım yine günün ilk aydınlığında.

Söz veriyorum artık karışmayacağım babamın ne yediğine,
Tek isteğim 3 yaşından sonra ki halini de görebilsin torununun diye.

Hava karardığında komşu kızı Neşe ablam yine girsin koluma,
Dündar’a olan aşkını bana anlatıp dursun giderken evinin yoluna.

Kışın üstünde çaydanlık kaynayan, dışarıda buz gibi bir hava,
Kenarında küçücük kestanelerin piştiği sobamı da bulun bana,
Yemin ediyorum şikayet etmeyeceğim artık, elimi yaksa da.

Yazın sabahtan gidip Florya plajına, akşam yine ıslak file ile döneyim eve,
Annem yoğurt sürsün yanan omuzlarıma, babam kızarak bakarken bize.

Tuncay’la kan anonsları yapalım evlerindeki mikrofonlu radyodan,
Ve karşıdaki madamların yeniden gözleri büyüsün korkudan.

Fevziye Teyzem mis gibi hamsi yapsın, İsmail amcam soğan kırsın yanına,
Camdan kızlara laf atalım, dokunsa da bazı mahalleli gençlerin kanına.

Yine gizliden bakalım güzellere, Pazar mecmuasının solgun sayfalarında,
Mine Mutlu, Arzu Okay süslesin hayallerimizi denizin dalgalarında.

Sapanla birbirimize taş atalım Sulukule’li çocuklarla, yaralım kafayı,
Vatan Lunaparkında bulalım karayı, ama yine alamayalım parayı.

Sinemaya gidelim Cumartesi öğlenleri dersten ayrılışta,
Turşucu Salim’in acı suları yaksın boğazımı oradan çıkışta,
Varsın yine öksüreyim ölürcesine bardağa her bakışta.

Tommiks’lerimi okuyup, Suzi’nin hayali sevgilisi olayım yeniden,
Selma Teyzem uydurma tatlılar yapsın o güzel ellerinden.

Nihat Sultanahmet durağının borusunda onuncu barfiksini çekerken,
Gazete kâğıdına sarılı Şam tatlının şerbeti kazağıma aksın yerken.

Bir başkaydı benim İstanbul’um, ya da ben bir başkaydım önceden,
Geri verin bana eski İstanbul’u mu, ya da alın artık beni bu şehirden…

Mehmet Asal
15 Aralık 2006
İstanbul

Mehmet Asal
Kayıt Tarihi : 19.12.2006 17:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Asa
    Mehmet Asa

    Tebrikler Çok Güzel Anlattınız Aile Ve Çevrenizi
    Sevgiler Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmet Asal