Bana İstanbul'u anlat
İstanbul'da İstanbul'u,
Gözlerini kapatmadan!
Bana İstanbul'u anlat,
Yüreğimi kanatmadan!
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Dünya tarihi için bir karanlık çağı kapatan; (Ki Ortaçağ, adı üstünde, bağnazlık ve yobazlık barbarlık çağıdır) YENİ bir çağ açan böyle bir fetih için doğrusu bu kadar dar düşünülmesi, bence kişinin bilgi eksikliğinin ürünüdür…
Ve radikal kaynaklardan araştırıldığı zaman, Bu fetihin gerçekten DÜNYA çehresine bir medeniyet yansıttığı görülüyor...
Bir de şu husus var. Peygamberimizin Hadis-i Şerifidir bu fethe kılavuzluk eden.
Bizans o dönemde yaşadığı çarpık bir ahlak profili sergiliyordu ve fetih anı yaklaştıkça dini liderleri bunun kendilerine Tanrının bir cezası olduğunu düşünüp tövbe ayinleri yaptırmışlardır. İmparator, bizanslıları mukavemete teşvik eden son nutkunda Şarki Roma’nın uzun bir inhitat ahlaksızlığından sonra bu akıbete layık olduğunu belirten “eğer bu tavsiyelerime riayet edecek olursanız Allah’ın bize yolladığı haklı cezadan belki kurtuluruz” sözünü ifade etmiştir.
Doç.Dr.Said ÖZTÜRK; Fetih konusundaki bir araştırmasında;
Türkler İstanbul’u zaptettikleri zaman (29 mayıs 1453) müdafaasız halk kiliseye sığınmıştı. Halk şu inancı taşıyordu; Türkler Büyük Konstantin sütununun yanına kadar geldiklerinde gökte bir melek zuhur edecek ve bunu gören Türkler bir daha dönmemek üzere Asya’da ki vatanlarına (İran sınırı) çekileceklerdi. Fakat Türkler gelmişler mabedin kapılarını açarak içeri girmişler ve orada korkudan birbiri üstüne yığılmış olan erkek ve kadınları esir etmişlerdir [12]. Burada cebren içeri girmek mecburiyetinde kalan Türk askerleri hiç kimsenin hayatına dokunmamış ve yalnız esir almakla yetinmişlerdir. Türk ordusu değil Ayasofya’ya sığınanları öldürmek, İstanbul’a girdiği vakit Fernand Grenard’ın ifadesiyle yalnız silahla mukavemet gösterenleri ve vaziyetleri şüpheli görülenleri öldürmüşler, mütebakisini esir etmişlerdir. Bizans Rumları katliama maruz kalmamıştır [13]. Hayrullah Efendi tarihinde “şehir içine girildikten başka imparatorun ölümü haberi duyulunca asker ve halktan bir çoğu Venedik gemilerine binip kaçmak için Samatya, Ahırkapı ve Kadırga Limanı taraflarına koştuklarından diğer taraflarda az kimse kalmıştı. Bundan başka ahalinin çoğu kiliselere kapandığından çok can kaybı olmadığını, bir çoğunun da savaş esiri olarak sağ yakalandıklarından iki bin kişiden fazla insanın ölmediğini..” belirtir
SAYGILARIMLA
Gerçekten hoş bir şiir olmuş...tebrikler..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta