Bastım gaza, ver elini
Adana’dan Karataş’a.
Şöyle bir tur attım
Sahil boyunca bir ileri, bir geri,
Sonra arabayı park ederek
Girdim balıkçıdan içeri.
Karşımda bir adam,
"Hoş geldiniz, hoş geldiniz," diyerek selamladı,
Sıcacık ilgisi yüreğimi dağladı.
Oturunca masaya hemen garson damladı,
Başladı anlatmaya:
“Kefal, lüfer, çipura, levrek,
Ne alırsınız efendim? ” diyerek.
"Ver kardeşim, ne önemi var, hepsi eşit.”
Aradan biraz zaman geçti,
Balıklar geldi çeşit çeşit.
Yedik, içtik, konuştuk, derken,
Kalkma saati geldi hemen.
Denize bakıp hışırtısını,
İçime doldurdum, haşin dalgalarını.
Ey sevgili, gel keseden gidelim,
Deniz de sensin, dalga da sen.
Ne olur uğraştırma beni,
Bak, en sonunda bana
İtiraf ettirdin sevgimi.
Hani Yunus’un dediği gibi,
Bana gerek sensin, sen.
Kayıt Tarihi : 5.1.2013 01:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bindokuzyüzdoksanyedi yılında bir şiir yazmıştım. Yüzünde tatlı bir tebessüm belirdi, Yine hayatımın dersini verdi. 'Her yeri bir kez olsun görüp, Basıklığını atacaksın. Dünyaya üst tavırla bakıp, Mutlu, özgür yaşayacaksın.' Bölümünü ayırarak geçen yıl şiirlerimi düzenlerken Basıklığını Atacaksın 1,2 şiirini yazdım.
![Ömer Bozdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/01/05/bana-gerek-sensin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!