Duydum ki beni tanımıyormuşsun öyle söylemişin kalbine. Kalbin beni sana sordukça susuyormuş, konuşmamayı tercih ediyormuşsun. Peki, söyler misin sevgili kalbin sana beni sorduğu zamanlarda yani ‘o artık yok’ dediğin zamanlarda bile gözlerinin dalıp dalıp gittiği yerler neresi? Ben bu soruya cevap verebilirim. Dalıp dalıp giden gözlerinin adresi benim sevgili. Adres benim kalbim. Söylesene o dalıp giden gözlerin beni nerelerde arıyor? Acaba şimdi nerede, ne yapıyor gibi aklından geçen türlü türlü soruları duymuyorum sanma. Hepsini biliyorum. Aslında sen o soruları kendine sorduğun zamanlar da o soruları ben cevaplaya biliyorum. Çünkü senin beni hissettiğin gibi bende seni hissediyorum. Söyler misin kaç kere kendini kandırdın? Kaç kere yalan söyledin kendine sevmiyorum diye. Ben saymadım sevgili. Kendimden sevgimden kaç kere kaçtığımı sayamadım. Tek bildiğim çevremdeki bütün insanların benim seni sevdiğim gerçeğini avaz avaz bağırdıklarıdır. Sanki çevremdeki herkes sen onu seviyorsun diyor. Bunu doğrudan söylemeseler bile biri nereye daldığımı diğeri ise âşık olup olmadığımı soruyor. Ben bu soruları duyduğum anlarda hep kendimi sende kaybolmuş bir halde buluyorum. Hiç gitmediğim adreslerde geziyor yüreğim. Bir bakmışım senin kalbindeyim. Bir bakmışım elimdeki papatyadan medet umarak senin beni sevip sevmediğini öğrenmeye çalışıyorum. Sonra baktım olmuyor, papatyalarda konuşmuyor, seni sevdiğim gerçeğini kendime itiraf etmek zorunda kalıyorum. Beynim yani o çetin savcı seviyorsun dediği anlarda mantığım hayır diyordu. Mantığım sen onu sevemezsin kendine halksızlık yapma dediği anlarda inatçı bir tutumun vardı kendime. En sonunda ise hâkim yani kalbim kalemi kırdı. Neden başını eğiyorsun dedi. Sen ne kadar inkâr edersen et gözlerinden anlaşıyor suçluluğun. Utanma ve sevgine sahip çık gerçeği söyle dedi. Bende anlamsız direnişimden vazgeçtim sevgili. Savcı ve hâkim beni müebbede mahkûm ettiler. Ömür boyu seni sevmem gerekiyormuş. Ömür boyu seni içimde saklamalıymışım. Haklılar gözlerimi içime çevirdiğim zaman ilk gördüğüm sen oldun. Sonra seni el bebek gül bebek incitmeden sevmeye çalışan yüreğimi gördüm. Bak artık ben kendime söyleye biliyorum sevgili. Seni seviyorum. Yani öyleymiş de ben pek farkında değilmişim. Ben itiraf ettim peki ya sen. Sen ne zaman söyleyeceksin. Hala anlaman gereken bir şeyler mi var. Ben yaşayacaklarını anlatayım sana. Beni aramak için eline defalarca telefonu alacaksın fakat o gururun arama diyecek sana. Sonra neden ben arıyorum o arasın diyecek ve yenileceksin kendine. Sonra kendi kendine bu aşkı iştira edeceksin ‘Aslında her şey güzeldi, birden bire bize ne oldu böyle’ diye afallayacaksın. Elimizle kaybettiğimiz güzelliklerin farkına vardığın zaman bir kaç kere hüzün düşecek yüreğine. Bir kaç kere tüh diyerek başını iki elinin arsına alıp çareler arayacaksın. Ben hiç ellerimi başımın arasına almadım ama uyurken hep başımı sevginden sakladım. Bir deve kuşu gibi başımı yorganın altına soktum. Ama orda da buldu beni senin beter olası aşkın. Anladım ki senin aşkın beynimde yeni hücreler oluşturarak benim bütün benliği sarıyor. Aradan biraz zaman geçince aramak için geç olduğunu düşüneceksin. Keşke daha önce arasaydım diyeceksin. Şimdi keşkelerle boğuşacaksın. Sonra keşkelerin yerini ümitsizlikler alacak. Sonra sı mı durum çok vahim. Baktığın herkeste beni arayacaksın. Beni onlarla karşılaştıracaksın. Onun kaşı daha güzeldi. O bu durumda şu hareketi yapardı diyeceksin. Herkeste her şeyde ben olacağım sevgili. Kapkaranlık gecelerin olacak. Beni sana getirecek olan ışık hiç yanmayacak sevgili. O ışığı bir tek sen yakabileceğin halde karanlıklarda kalmakta inat edeceksin. Ne zaman gururun yerine aşkını tercih ettin o zaman kazanacaksın. Şimdi sana söyleyeceğim tek bir bedduam var. Dilerim beni hiç unutamazsın. Dilerim hep beni seversin. Her baktığın yerde beni görürsün. Çünkü biliyorum ki sen beni ne zaman unuttun işte o zaman ben de sevgimde biteceğiz. Lütfen sevgili lütfen kalbinin beni unutmasına izin verme. Gözünde bir damla yaş olarak sakla beni. Kalbinde hep bir parçam kalsın. Beni hep kendinde taşı. Kokladığın gülde beni anımsa. Yazdığın er satırda adımı yazmayı unutma. Kurduğun hayallerde bana da yer ver. Islandığın yağmurun altında benimle ıslan. Güneş seni benimle ısıtsın. Attığın her adımda benim izimi bırak yerlere, lokmaların boğazından benimle geçsin. Her gülümsediğinde herkese benimle gül. Beni hiç unutma. Sevgimi hiç unutma. İçinde hep sızlayan bir yara olayım. Zamanla unuturum dese de kalbin inanma. Sen beni hiç unutamayacaksın sevgili. Çünkü ben seni herkesten çok sevdim. O iki kelimeyi sana söylememin sebebi o kelimelere değer vermemdir. Evet, belki dudaklarım sana hiç seni seviyorum demedi. Ama kalbim hep sevdi seni. Sevgini hep korumaya çalıştım. Kendimi avuttum. Oda beni seviyor ama söyleyemiyor dedim. Kendini sakın kandırma sende beni seviyorsun. Biliyorum ki başını ne zaman yastığa koysan aklına ben geliyorum. Sigaranı her yaktığın anda aslında kalbinin bir ucunu yakıp tutuşuyorsun. İçine çektiğin sadece sigara dumanı değil. Sen her dumanla beraber benim hasretimi de içine çekiyorsun. Aslında seni zehirleyen de duman değil. Senin zehirin içindeki düşüncelerin değil mi? Bir daha asla görüşemeyeceğimizi düşündüğün anlarda düşmüyor musun çaresizliğe. Sana tek bedduam beni hiç unutma. Ben seni unutana kadar çarpsın kalbin. İçin yansın. İçin yansın çünkü bu yanmaya değer bir aşk sevgili emin ol gelmene değer bir aşk. Sen şimdi gelirsen şunu bil ki aşkımız hep yeşerecek. Beni sakın unutma günü birlik aşklarının tutsağı etme sevgimi. Benim sevgimi o yitik sevdaların tutsağı etme. Günü birlik heveslerinle kıyaslama çünkü ben seni çok sevdim. Sende beni sev. İçin yansın kalbin hep ağlasın. Sonra yeter de ve bana gel sevgili. Yeter de ve bana gel.
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,