Taşırken hayatın tarifsiz sancılarını;
Bana bir şey söyleyin yaşamak için umut olsun adı.
Bir otobüsün arka koltuğundayım.
Ne yol biliyor nereye uzandığını, ne de yolcular nereye gittiğini.
Kelimelerin türemeden tüketildiği bir yerdeyiz.
En yüksek haykırışların, en uzun susmalarındayız şimdi.
Rengi yok sesimizin…
Bana bir şey söyleyin, şarkı söylemek için ezgi olsun kelimeleri.
Ay ışığını arayan vatansız çocuklarız.
Onun bize döndüğü karanlık yüzünü unutarak.
Hep korktuk sokaklarda bırakılan gölgelerden.
Korku dolu gölgelerle büyüttük çocuk yüreğimizi.
Bana bir şey söyleyin, gölgeleri vurmak için silah olsun adı.
Akşam her zamanki bir akşamdı.
Alev alev kıyametini yaşıyor insanlar.
Umut yok örneğin, tenimizi okşayan serin rüzgârlar yok.
Her şeyi biliyorduk aslında.
Sessizliğin demir pencerelerde, nasılda amansız çığlıklara dönüştüğünü;
Durduk yerde üşür ellerimiz.
Zamansız terk edilişler büker boynumuzu.
Gidenleri unutunca ağlamaya utanırız.
Ay ışığını arıyoruz şimdi.
Güneşin doğuşuyla bütünlemek için suretimizi.
Bana bir şey söyleyin, yaşamak için umut olsun adı.
Kayıt Tarihi : 30.4.2011 17:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!