Sana aşıklığımdan memnun musun?
Bakışlarımdan, umudumdan,
Seni yangınlarla sardığımdan,
Uçuverirsin diye konuşamam,
Gözlerimin dilini anlasana.
Ne sevi dolu bir yol, deniz ve boğaz
Hisardan süzülen ışıklar ve saçların,
İçimiz yanacak gibi bir his var.
Gözlerimi aleve diktim,
Ateşlere çıplak yürek yürüdüm
Galiba bu aşk şarabından ki kadehler içilecek.
Tekneler savda yolunu yaran tekneler.
Esirinim oldum, bir dokunuş canımı alır,
Düş kırıklığı, gurur incinmesi, çaresiz düşler,
Hepsine gözlerimi kapıyorum.
Beni hissettin mi acaba?
Sıradan bir gün değil, sıradan bir bakış hiç değil,
Yakamozların yansımaları nasıl olacak?
Kaçış olanaksız, alev alevim,
Kapıyı kim çalıyor? Heyecanlar.
Her şeye yetişmek beni yormuyor,
Hayatı yeşertmek, seninle yaşamak,
Denizi dinlemek ve yosunlarla seni içime çekebilmek,
Bir damla mutluluk yüreğimde, hissettim.
İlk kez ve gerçekten.
Senin buğulu gözlerin en güzel değerin.
O günü nasıl unutabilirim,
Saçların dağınık, rüzgarda,
Bir hayal girdi kapıdan,
Alın yazım yırtıldı,
Tek umdum gözlerin bunu böyle bilesin.
Güneş batmasın ki umdum aydınlık kalsın.
Neredeydin şimdiye kadar?
Ama bir güzel canına okudun yüreğimin.
Ben yalnız kalamam kardelen çiçeğim,
Güzel ve narin bakıyorsun,
Tenindeki ateşleri ciğerime atıyorsun,
Bu ummandan aşk ve sevgiyi doldururum,
Ama denizlere bir batıp bir çıkıyorsun.
Geri döndüremem gemileri,
Güzelliğini aya atsan peşinden koşarım.
Serpildiğini hiç mi fark etmedin çöllere.
Sularından çıkmak aklıma bile gelmiyor,
Yarınlarını tümüyle fethetmeye karalıyım.
Ellerimin arasından akıp gidiyor saçların,
Her şeyleri istiyor canım, zirvedeki karı bile.
Dolu dolu aşkları yaşa, sen doymazsın,
Ama bana bir İstanbul yeter.
Kayıt Tarihi : 10.8.2005 09:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BİR SEVDALIDA DERKİ:
Sevemedi İstanbul İkimizi
seninle hiç istanbulda olamadık
göremedi istanbullu ikimizi
ne emirgânda bir semaver tüketebildik
ne aşîyanda hüzün
bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
ne çamlıca kısmet oldu ne piyer loti
hiç bir vapur taşımadı bizi marmarada
bir güvertede seni
liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim
ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedim
şöyle bir elimi atıp ta omzuna
kolun belimde
yürüyemedim seninle beyoğlunda
bir sinema ya da tiyatro koltuğunda
parmak uçlarıma değmedi dudakların
pasajda arjantinleri çekip
nevizadede bir iki tek atamadık
doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık
seninle hiç istanbulda olamadık
duyamadı istanbul sesimizi
sahaflarda yorulup ta kitaplara bakmaktan
çınaraltında mola veremedik
karışıp çılgın kalabalığına kapalı çarşının
tadına varamadık bir öğlen rakısının
ya da sultanahmette bir müzeyi. gezip
dostlara uğrayamadık
gülhaneden uzanıp sarayburnuna
intiharı düşünemedik enine boyuna
ne lâleliden geçebildik sevgilim
ne kendimizden
bir çalgılı kumkapı meyhanesinde
ağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
eski istanbulda gezdiremedim seni
yemişte, asmaaltında
ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi
seninle hiç istanbulda olamadık
saramadı istanbul hiç bizi
çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
trenlere binemedik
bırak bütününü bu koca kentin
sadece bir tek semtin
içinde bile olamadık
istanbul hiç doymadı bize bir tanem
biz de ona doyamadık
Vedat Didari
.
Her şeyleri istiyor canım, zirvedeki karı bile.
Dolu dolu aşkları yaşa, sen doymazsın,
Ama bana bir İstanbul yeter.
yüreğinize sağlık.
tebrikler...
TÜM YORUMLAR (4)