Haydi anne, bana babamı anlat biraz,
Yakışıklı mıydı anne?
Yoksa filmlerdeki o kötü adamlara mı benziyordu?
Ama benim babam kötü değildi,
Söylesene anne;
Kötü değildi değil mi?
Galiba kötüydü anne,
Dün Zehra söyledi;
Benim saçlarımı babam hiç okşamadığı için kıvırcıkmış.
Bu doğru mu anne?
Babam benim saçlarımı hiç okşamadı mı?
Yanaklarımı sıkıp hiç öpmedi mi?
Benim saçlarım neden kıvırcık anne?
Biliyor musun anne?
Artık Zehra’yla da konuşmayacağım.
Güya babam beni sevmediği için terk etmiş.
Sanki o ne biliyor ki?
Babam beni severdi değil mi anne?
Benim babam öldü değil mi anne?
Bu gün babalar günü anne,
Bir demet gül alalım.
Babamın mezarına gidelim,
Babam toprağın altında üşür mü anne?
Şu battaniyeyi de alalım üstüne örtelim,
Babam üşümesin anne…
Sahi… Babam nerde yatıyor anne?
Dün okul çıkışı bir adam gördüm anne,
Sanki saçlarına karlar yağmıştı,
Yüzündeki çizgiler yaşanmamış bir hayattı,
Elinde eski bir resim vardı, bana uzattı,
Nazlı can, Nazlı can bu dedi
Ve gözlerinden yaşlar aktı.
O resimdeki kızın da saçları da kıvırcıktı
Ve adam hâlâ o kızın saçlarını okşuyordu.
Zehra yalan söylemiş anne,
Babam benim saçlarımı okşamış,
Yanaklarımı sıkmış, bana sarılmış, öpmüş.
Babam beni çok ama çok sevmiş.
Benim babam ölmedi değil mi anne?
Babalar ölmez değil mi anne?
Kıvırcık saçlarımı da çok seviyorum,
Babamı da çok seviyorum.
Ben, ben babamı istiyorum anne…
Babamı istiyorum…
Kayıt Tarihi : 26.4.2013 09:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!