Kapı çalındı,
Bahar kokulu ilk ışıklarda,
Ankara Varlık göçmen evlerindeki
Bir oda, bir salon dairemde.
Tam bir sürprizdi benim için,
Köyümden gelen bir akrabamın
Çocuğuyla karşımda oluşu.
Haber vermemişlerdi gelişlerini,
Hazırlıksızdık kardeşim ve tavşanımızla.
Çernobil sonrası bir illete tutulmuştu,
Işın tedavisi görecekti Ankara’da, Küçük İlyas.
Durumuna üzülmüştüm,
Benim evimi tercih etmelerine ise çok sevinmiştim.
Bir ay sürmüştü tedavi,
Bu sürede mahallenin Balon Yüzlü
Sevimli çocuğu olmuştu İlyas.
Saçlarının dökülmesi ayrı bir sevimlilik katmıştı sanki,
Hasta demezdin Hop Hop adlı tavşanımızla oynarken,
Çocukların balon yüzlü demelerine kızarken,
Diğer çocukları kovalamaya gücü yetmeyince
Anlaşılırdı iliklerinde büyüyen canavarın etkisi.
Okul çağında diye öykü kitapları almıştım,
Kendisi söyleyemedi okuma bilmediğini.
Belli ki çok istemişti,
Hastalığı engel olmasa okula gitmeyi.
Babanın mahcup, müteşekkir tavrını,
Dönünce memlekete Trabzon tere yağı, fındık, kara lahana gönderişini ve
İlyas’ı hiç unutmadım.
Hemen her telefonda sordum annemden
İlyas’ın durumunu,
İyi olduğunu duyunca sevindim, değilse üzüldüm.
29 Haziran 2001 sabahı annemi aramak geldi birden,
Babamın cenazede olduğunu öğrendim.
Yakıştıramadım 16 yaşında çocuğa ölümü,
Aynı isimde dedesi sandım,
‘O öleli yıllar oldu’ dedi annem,
Küçük İlyas’tı ölen.
Nişanlıydım, İlyas’la tanıştığımda,
Şimdi kızım 8 yaşında.
Önce kızımla paylaşmak istedim duygularımı.
Sonra çekilip odama yazdım,
Hıçkırıklar içinde, boğazım kuru, gözüm yaşlı.
Karar verdim Lara’ya denize gitmeye,
Oradan da akşamki müzikli yemeğe.
İlyas’tan öğrendiğim,
Bir gerçek vardı, o da ölüm
Ölüm bilinciyle yaşanmalıydı her gün.
Kayıt Tarihi : 29.12.2008 19:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!