Yine koyunların çınkırakları geliyor dağlardan.
Çoban Hasan galiba çok kederli;
Üflüyor borudan yapılmış düdüğüne,
Hep dertli dertli..
İniyor sürüler dağlardan;
Dar kayalık patika yollardan.
Hüsnü, bağlara doğru koşuyor
Düşe kalka.
Dumanlar yükseliyor;
Ballıbaba Köyü'nün bacalarından,
Kara kara..
Hüsnü, bağ bekçisidir elinde sopa;
Koşuyor atların peşinden zavallı
Düşe kalka..
Koşuyor Hasan sürünün ardından
Torba sırtında, çuha sırtında.
Olmak üzeredir, Ballıbaba'da akşam
Sürüler susuz, toprak çatlak..
Sığırlar, koyunlar, keçiler, atlar, eşekler
Dalıyorlar göle.
Ne su ya! Hiç görmedim böylesini,
Hayvan içiyor,
İnsan içiyor.
Köyün genç kadınları,
Daha yaşlılar,
Sırtlarında su taşıyor,
Böcek taşıyor,
Mikrop taşıyor!
Ey yüce Allah'ım! Onlar içip, taşırken
Benim de sabrım taşıyor...
Çınar / Ballıbaba Köyü 06.10.1981
Noter n. 3616
Kayıt Tarihi : 13.12.2007 14:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!