Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi Şiiri ...

Hüseyin Atlansoy
16

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

bir örnek giysili efendileri beklemekten yorgun
fincan gibi turtularının gülümsemesi yani afrikalı

artık kimseler gelmiyor; cezayir yabancı dil kursu
parmaklarını taklatınca kuşları havalanmıyor bella’nın

gece uçuşuna çıkamıyor azizler gece kuşları suskun

Tamamını Oku
  • Salim Genç
    Salim Genç 23.02.2011 - 22:55

    Çok şeyler var şiirde,hiç bir şey yok. sayın altınsoy gördüğün bu rüyayı daha açık anlatmanın yolu yokmuydu?olmazdı o zaman şiir. ya ne olurdu bilmemki....ilahi güldürüyorsun bizi kimisi gerçekten bu güzel bir şiirdir diye söyledi..kimisi kafasını oturduğu odanın duvarlarına saklayıp çocuğuna yapma kızım dur şu yorumu bitireyimde anlatacaklarım var deyip saçmaladı benim gibi. fakat yüreğimin çarptığı bu tuşları incitmeden usturuplu bir kelime dökememenin ızdırabında kavruldu ruhum..dünya karışmış ama ben iki senedir televizyon seyretmiyorum ,iki senedir gazete okumuyorum.haberler, fısıltılar akan zamanın feryatlarından zaten ilişiyor kulaklarıma. arap yarım adası ,afrika karışmış. karışsın benim içim gibi, ne karışmamış'ki bu insanlık tarihinde..olsun be gülüm hayat bir hayal gemilerimizi yüzdürdüğümüz bir martaval belkide..denize düşen kayığını yüzdürür..allahsız bir gürültüdür kalabalık.zatı muhteremler elleri kalem tutan ,yüreği şiir atan kelebekler. dünya değişmedi ,değişmeyecek yazın aklınızın uçkurundan geçenleri. fakat bu fasılda geçecek..buluşuruz yarın günün şiirinde..sevgim herkese..selamımda öyle..

    Cevap Yaz
  • Gün Düz
    Gün Düz 23.02.2011 - 22:09

    turta mı ? :)
    ilahi yanıltan ışıklar :)) hala gülüyorum...

    elbette 'tortu' olmalı...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa 23.02.2011 - 21:21

    Yapma Kemal Ağa'm şiir derin,ben giremedim içine de de kurtul :))

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 23.02.2011 - 20:57

    Gönül ister ki, arap dünyasının bu ayaklanmasından Türkiye de bir ders alsın ve akaryakıt ve zaruri ihtiyaçların anormal zamların bir gün ülkemizi ve iktidarı sallamasın...


    Bugünün şiirine gelince, gene bir labirent. Kendin yaz, kendin oku. Şahsen benim dünya kadar işim var, çözmeye düşünecek kadar zamanım yok. Zamanı olanlar uğraşsın.

    Cevap Yaz
  • Fikret Şahin
    Fikret Şahin 23.02.2011 - 18:39

    Son derece gündemde olan bir konunun;uyanan kitlelerin birbirlerini etkileyerek ayaklandırdığı ,Arap kültürü ve sosyal yapısını alt-üst eden bir sürecin üzerine uygun bir seçim...

    Cevap Yaz
  • Fikret Şahin
    Fikret Şahin 23.02.2011 - 18:12

    Sayın Evliya Çelik şiirin özünü iki satırla çok güzel özetlemiş bence...

    Daha güzel özetlenebilir mi bilemeyeceğim...

    Yürekten kutlarım.

    Şiir yazmaya değer bir konu mu...? Neden olmasın ,her sosyal konu,durum buna adaydır kanımca..Şairin ilgi ve ilhamına kalmış...

    Saygılar

    Fikret Şahin

    Cevap Yaz
  • Salim Genç
    Salim Genç 23.02.2011 - 17:41

    Bence bu tip konular şiirle iştigal ettiği zaman duygular şiirselliğini kaybediyor. şöyle ki, sosyolojik olarak insanlık geçmişine baktığımızda varlığın geçirmiş olduğu merhaleleri doğru aşamalar olarak kabul etmek bu olguların oluş, üreyiş şekillenmesinin sebeplerinin doğru aktarılmış olması varsayımına dayanır ki, üstüne eleştiri getirdiğimiz inkişafların her zaman madalyonun iki yüzü gibi ışıldayıp parladığını'da göz önünde bulundurmamız gerekir. burdan hareketle şiir hissiyatın ve gizemin,aşkın,yaradılışın kulvarında koşmaya istikametlenmiş, yorulmaz bir sanat dalıdır. idolojilerin ürettiği duygu yansımalarının şiirle anlatılabileceğine inansam bile, düz metinler bu konuların alanında boy göstermelidir, diye düşünüyorum.saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Salim Kanat
    Salim Kanat 23.02.2011 - 16:31

    savaşan dizeler bunlar..her biri bir ordu gibi..

    Cevap Yaz
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa 23.02.2011 - 16:29

    Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi, İntihar İlacı ile aynı çizgide yürümekle birlikte daha gergin bir kitaptır. Bu gerginliğin müsebbibi şairin derinleşme kaygısıdır.

    İlk kitabını çıkaran bir şairin, üstelik bu kitap şiire yeni bir soluk ve edebiyat çevrelerinde ses getirmiş bir kitapsa, şiirinin sıkı bir muhasebesini yapması kaçınılmaz olacaktır. Bu kitabın başarısı Hüseyin Atlansoy’u şaşırtmış yahut ürkütmüş olabilir. Çeşitli övgü ve eleştirilerle karşılaşmış ve bunlardan, kuşkusuz belli ölçüde, etkilenmiş olsa gerektir. Öte yandan zaten kitap, şairi için bir muhasebe olanağını ifade ettiği ölçüde önem kazanır. Kaçak Yolcu’ya varan yolda bu muhasebenin ilk izlerine Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi’nde rastlarız. Çeşitli örnekler mevcut olmakla birlikte özellikle Kuyruğunu Toplayan Maymun, Bir/İ adlı şiirleri bir de bu açıdan okumakta fayda var.

    Bu muhasebenin imaj düzeyinde özellikle ‘sis’ aracılığıyla yapıldığını görüyoruz. İntihar İlacında ‘sis’ olumsuzlanmaz. Yer yer kar körlüğü yer yer de kızılderililik (solukbenizlilik) üzerinden ‘sigara içimleri’ ile birleşse de beyazlığıyla öne çıkar. Şair bir film projektörü gibi ışığını eşyaya düşürmektedir. ‘Sis’ henüz barışık olunan şiirsel eylemi, isterseniz ilhamı diyelim, işaret etmektedir. Hoşnutsuzluk Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi ile başlar. Burada ‘sis’ ilk kez beyazlığı ‘örten’ bir şey olarak belirir. (“sigara içimleri/talan etmiştir gülümseyişleri”, Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi ve “elinde sigara çocuklara süt akacağına yemin ediyor”, Mikail vs.) . Hoşnutsuzluğun, sıkıntının veya çekişmenin şairin ilhamına, şiir tekniğine ilk yansımaları Şehir Konuşmaları’nda ortaya çıkacaktır. Şehir konuşmaları Atlansoy şiirinde bir dönüşümün gerçekleştiğini haber veren örneklerle doludur.

    Atlansoy şiirinin ilk dönemiyle ilgili belirtilmesi gereken önemli bir husus da şudur: İntihar İlacı da Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi de birer ‘kitab’tır. Bir şiirler toplamı, derlenmiş şiirler olarak bakamayız bu kitab’lara. Şehir Konuşmaları ve Kaçak Yolcu ise içlerinde yer yer küçük adacıklar oluşsa bile önünde sonunda şiirlerin bir araya getirildiği birer derleme görünümündedir. Bir bütünlüğü ima etmezler. Oysa hem İntihar İlacı hem Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi bir tohumun neşv ü nema bulmasını andırırlar. Şair bir bitmemişlik duygusu içinde, şiire yeniden yeniden saldırır. Birbirini doğuran, birbirinin içinden geçen imajlarla şiirini örer. Numaralandırmalar, alışık olmadığımız iç başlıklarla bir ağaç gibi dal budak salar.(Alıntıdır.)

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 23.02.2011 - 16:02

    son olarak....

    fincan gibi turtular....

    turtu veya turtular şeklinde bir sözcük var mı...ve varsa ne anlama geliyor... çözemedim.

    Yoksa.bir yazım yanlışı mı? karar veremedim..

    mesela '' fincan dibi tortular'' şeklinde

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta