Hatıralar annesi,
sevgililer sultanı,
Ey beni şadeden yar,
ey tapındığım kadın.
Ocak başında seviştiğimiz
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
İthal malı batıdansa her cümlesi müthiş algılanır batı hayranları tarafından.Batının teknik alet edevat
ve makinaları gerçekten kalitelidir.Birde Japon ların tabi.Ancak doğu edeb/iyatı batıya nazaran bence daha kalitelidir.
Ey beni şadeden yar,
ey tapındığım kadın.
Burada tapınmak kelimesini kullanmak aslında sevgisinin derecesinin anlatmak için kullanıldığı varsayılır.Ancak bizim batıcılar gerçekten hataya düşüp asıl Tapılacak olanı unutur,gerçekten kadına tapmaya başlarlar.Ancak sık sık tapındıkları kadını değiştirdikleri için tapma derecesinde sevgileri olmadığı ayan beyan ortaya çıkar.Hele böyle şehvet kokulu şiirlerin sığlığını bilmedikleri için aman ne derin derler.Bir sopa ile derinliğini ölçemezler vesselam.
'Hatıralar annesi..' Ne güzel bir cümle. İki kelimeyle koca ömrü sığdırmış.
Sn. Tuğlu'nun eklediği Cahit Sıtkı Tarancı çevirisinin daha başarılı olduğuna inanıyorum. İngilizceye de sayısız çevirileri vardır şiiri. Birini ekliyorum....
-The Balcony-
Mother of memories, mistress of mistresses,
O you, all my pleasure, O you, all my duty!
You'll remember the sweetness of our caresses,
The peace of the fireside, the charm of the evenings.
Mother of memories, mistress of mistresses! /
The evenings lighted by the glow of the coals,
The evenings on the balcony, veiled with rose mist;
How soft your breast was to me! how kind was your heart!
We often said imperishable things,
The evenings lighted by the glow of the coals. /
How splendid the sunsets are on warm evenings!
How deep space is! how potent is the heart!
In bending over you, queen of adored women,
I thought I breathed the perfume in your blood.
How splendid the sunsets are on warm evenings! /
The night was growing dense like an encircling wall,
My eyes in the darkness felt the fire of your gaze
And I drank in your breath, O sweetness, O poison!
And your feet nestled soft in my brotherly hands.
The night was growing dense like an encircling wall./
I know the art of evoking happy moments,
And live again our past, my head laid on your knees,
For what's the good of seeking your languid beauty
Elsewhere than in your dear body and gentle heart?
I know the art of evoking happy moments. /
Those vows, those perfumes, those infinite kisses,
Will they be reborn from a gulf we may not sound,
As rejuvenated suns rise in the heavens
After being bathed in the depths of deep seas?
— O vows! O perfumes! O infinite kisses! /
-Charles Baudelaire (Çev: William Aggeler)-
Ahmet Muhip Dranas da başarılı çeviriler yapmıştır. 'Düşman' şiirinin son bölümünden bir örnek vermek istiyorum. (Antolojide kayıtlı olan başka bir çeviri.)
-Ey acı! ey acı! Zaman ömrü yiyor,
Ve kalbimizi kemiren sinsi düşman
Kaybettiğimiz kanla gelişip büyüyor!...
-C.Baudelaire ( A.M.Dranas)-
Baudelaire gün için isabetli bir seçim olmuş. Ancak gönül isterdi ki, Romantizm ile Simgecilik arasında bir köprü oluşturan, güçlü melankoli duygusunun yanısıra şairin sembolizmle ilişkisini vurgulayan bir şiiri seçilmiş olsaydı. Çünkü kendi deyişiyle;
'Sembol ormanları arasından geçer insan' (C.Baudelaire)
Onun şiirinde de kuvvetle hissederiz bunu...
Bizim divân edebiyatı tadında buldum.Çevirisi çok güzel....
her uc kisiden birisinin.. cince konustugu yerkurede.. bir tane bile cinli sair.. bir tane bile cin siiri olmamasi..
avrupa amerikan isbirligi.. kultur emperyalizminin.. kultur dayatmaciliginin sonucu oldugunu soylemek.. haksizlik olur..
eger oyle olsa konficyus adli bir bilgedende bi haber yasardik..
-sana yetki versek.. naaapardin haci.. diye soruldugunda..
- ben her cinli vatandasin anadilini ogrenmesini saglar mektep acardim..
.. diye yanit veren..
-yahu memleketin iktisadi hukuki tibbi durum tabak gibi ortada.. sirasimi simdi.. can cin con.. fan fin fon.. cin dilinin.. dendiginde..
-evet sirasi.. mahkeme de sucsuz oldugunu anlatamaz.. toktura ciksa derdini.. tezgaha kosa mali vasfini soyleyemez.. once cince..
diyen ulu bilgenin sozede kulak asmayan..
edebiyatin baska alanini bilmem ama.. siir alaninda.. cinlilerin.. kalin kafali olusu ile ilgili bir durum bence..
urettikleri her mal kalite yoksunu.. az once cigarami yakayim dedim.. urettikleri cakmagin.. sapi elimde kalakaldi.. boyle bir milletten siir gibi zenaat beklenmez.. ama bu benim onyargim.. atessiz kalmamla ilgili degil.. gercek boyle..
bu vesile ilede kaliteli avrupai siire saygim sunarim.. bayanlar beyler.. millet toplum biz.. efendiler..
Şiir okudum.
balkonlar ağlamakılıdır bizim ellerde..
Gercek siirlerin yorumu ortalarda feryat figan yapilmaz . Sairin gozlerinin icine bakilarak soylenir .Beyler.
matmazelinden mandolin dersi almis kadin
heykel hususunda alkisi milyon deger
sen kim oluyorsun.. ben kim oluyorum.. o kim oluyor
ayak ustu vorlin.. yataga girince bodler..
aman porsumesin kaucuk memeler
surasi tastik.. burasina minder..
oglan sever kiz sever.. kendisi kisir kocasi hadim
nede olsa.. avrupa gormus kadin bencr.. bilmem kac dil biliyor..
hepsini topla bir adamca etmesin.. yazik..
sizde bukovskimi pokofskimi.. bodlermi bi karar verin cok reca ederim abdulillah bey.. tamam burda porofosyonel anlamda elestirmen yokta..
bu kadarda kor gozune parmagim olmaz ki.. suraya bir kac postaci ve nufus memuru alinmasi gerektigine inaniyorum.. harf hatayi kabul etmez onlar.. bu vesile ilede.. bilakis o hurmet serefi bizdenize ait.. saygilar..yumurtanin kulpu yok bence.. heee..
Heyt bee ben gafası gırık adamları severim.Bu charles bokovski de beyle bir adam aga.Şiir diye yazılanların içine ağız dolusu tükürmüş herifçioğlu.
Hüseyin beye yımırta testi:
Silme dolu bir bardak suya yımırtayı at.Eğer tam dibe batarsa tazedir.
Kıçı az yukarı kalkarsa 2-3 günlüktür.
Tam dikine yukarı kalkarsa bayattır.
NOT:
yımırta asla yıkanmaz.
Selam ve
hörmetler
Bu şiir ile ilgili 59 tane yorum bulunmakta