*Stranca ötelerinde, sert esen bir rüzgârla geldim dünyaya...
Şanım şerefim: Türk olmak.
Suçum yine aynı: Türk olmak.
Bir başkadır Balkanlar'da Türk olmak Ey Anadolu!
Kalemim kırılır acıdan,yazmaya kalksam.
Kelimeler dayanmaz,kelimeler yetmez...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Değerli Kardeşim,
Bu şiiri okuyunca çok ağladım.Yüreğim yandı.Bir mektup gibi defalarca okudum.Çünkü kendimi buldum içimde.Sizler bize göre biraz daha şanslıydınız.Çünkü size Türk olduğunuz için zulmeden hiç olmazsa Türk değildi.O yıllarda Türkiye'de Türk' lerin acısını esaretini söylemek çok büyük suçtu.Toplumun bir kesimi bize düşman olmuştu sosyalizm adına.Okulumuza, şehrimize mahallemize, evimize gidemiyor, büyük acılar yaşıyorduk.Yani Türk'ün Türk'e zulmü vardı.Çok şükür ki
90'lı yıllarda bu kesim büyük değişim geçirdi ve kendine döndü.Hatta Türklük davasının önderi durumuna geldiler.Ama çektiğimiz acıları hiç mi hiç unutamıyorum.Tükleri geldikleri yere göre tasnif ederken Anadolu'da eğitimsiz ve bilinçsiz kesimde böyle bir isimlendirme var.Ancak kasıt yok.Anadoluda ilk tanışma ve ve sohbet 'nerelisin' ile başlar.Yakın zamanda Aanadoluya gelmiş olanların geldikleri şehir ve kasabalar pek bilinmediği için geldiği ülkenin teba ismi kullanılır.Duygularınızı iliklerimde hissettim.Merak etmeyin dış Türkleri canından çok seven çok geniş bir kesim, bizler varız.Tük medyasını ele geçirmiş Türklükten rahatsız olan gayrı müslim torunları hariç sizleri herkes seviyor. Yalnız Bulgaristanda değil Bütün Dünyadaki Türklere insanca bir hayat dileklerimle sagılar sunuyorum.
Biz burada bazen bulgar göçmeni diyoruz ,alamancı der gibi. Ama bizden bunu duyarken ne düşündüklerini şimdiye kadar hiç düşünmedim :-)
'Syn Meşeli, dünyada her yerde Türk olmak ayrıcalıktır. her insan her yerde Tük olamaz ve Türk kalamaz. Kalanlara selam olsun.Sizi canı gönülden tebrik ederim'
Söyleyecek söz yok, zaten sen söylemişsin herşeyi. Birtek Balkanlar mı? Dünyanın heryerinde yaşanıyor bunlar. Bu günlerde de Anadolu'muzda başladı asimilasyon. Birileri utanır oldu Türklüğünden. Seni ayakta alkışlıyor onları lanetliyorum. Ne mutlu Türküm Diyene!!!
nasıl güzel nasıl göğsümü kabartan bize gurur üstüne gurur veren bir şiir.destan gibi.
tebrikler dost.
yüreğine sağlık.
tuğba tekeli
Hüzünlendim, yutkunamadım dizelerinle ve sizinle beraber bir kez daha dedim ne mutlu Türküm diyene!
Yaşadıklarınızı bu güzel dizelerde bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler.
En içten sevgi ve saygılarımla,
Islak bir çift göz,sızım sızım burun direğim.Yüreğine sağlık Ferit Teksoy
Saygıdeğer Öğretmen Şükran Günay ikaz etmeseydi bu harika şiirden mahrum kalacaktım...Öncelikle onun bu konulardaki hassasiyetine teşekkürlerimi sunuyorum..Yazdıklarınızı yüreğimizde hissettik..Dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğramış bir Türk'ün feryaıdnı işitsek yüreğimize tarifsiz hüzünler hücum eder.Dertlenir , kederleniriz..Talihin Türke'ten esirgediği güzelliklere yanar yakılırız..Paramparça edilmişliğimize esef ederiz..Ama hiç umudumuz tükenmez , hayallerimiz hudut tanımaz..Bir mutlaka dünya Türk'lüğün tekrar şahlanışına şahit olacaktır...Türkün ilim ve teknooljiyle hakim güç olmadğı bir dünya gönlüme hiç hoş görünmüyor
Ve ben,Stranca ötelerinde
Sert esen bir rüzgârla geldim dünyaya!
'Şanım şerefim:Türk olmak.
Suçlu değildim ben hiçbir zaman.
Masumluğumun tek bir simgesi vardı benim,
O da:TÜRK OLMAK! '
Sevgili Ajda,
Tüylerim diken diken oldu. Gözlerim yüregime akti akti yine dayanamadi klavyemin tuslarina dagildi...
Bilirim sairem, bilirim. Ben de 31 senedir yaban ellerdeyim...Ayni dertler olmasa da özünde cektiklerimiz ayni. Kimlik meselesi...
Balkanlarin acisi cöreklenmistir icimde. Yalniz orasi mi... 250 milyonun cogunlugu nerede? O yüreklerin derdi de hep icimde...
Bulgaristan benim duragim oldu, gezdim dolastim. Bu siirinizdeki acilari paylastim, bilirim sairem bilirim...
Sizi gözlerim yasli, yüregim parca parca ayakta ve saygiyla alkisliyorum.
Bu siirinizi arkadaslarim listesine iletecegim. Belki de okuyamayanlar olur endisesiyle.
O güzel yüreginizin ögretici, kendimize döndüren dizeleri hic susmasin. Sag olun. Cok yasayin.
Bu şiiri ayakta alkışlıyorum dost
ayakta ellerim patlarcasına
alkışlar sana ve yazdıklarına
ama dedimya dost
farkettir kendini burada ki dostlara
uzak kalmasınlar bu şahaser yazdıklarına...
Yürekten kutlarım...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta