Münzevi bir sükût beynimi işliyor
dantelasına kuşlar konuyor, onlar da dilsiz
ötüş yok, cıvıltı hiç yok sadece bir karga kaburgası
balıkçı kazaklar her adamda yakışıklı duruyor
konuşmak
ama konuşmak
soğuk denizlerde fertsiz...
kırpmadan kirpikliyorum zamanın bakışını
örtsem kırılır karanlığın gecesi
açsam güneş sıradan kalır
gökyüzü kendine mevki yapmışken kuşları
o zaman geçip gitmeyi kendimizden başlayalım
gece kalsın, zaman kalsın ve dahi kuşlar kalsın
mevkisi olsun maviliğin
ve denizin tuzu yaramızı teskin etsin
biz gidelim bir saatin eskiyen çivisi gibi …
neresinde konaklasak hayatın
bir boşluk bizi yola itiyor
yola itiyor ağır aksak susmanın heybeti
trenkonmaz kuşların kimliksizliği...
her uçurumdan sonra gözlerimizden sabahlar geçiyor…
aklımın kırgınlığını şahlayan susuş
parmaklaşan acı ve ten
dokunduğumuz cürmüm, alev alan men
zaman duraklarla sevişiyor
sen doğ diye eğleşiyor
ücralar bile birbirine değinirken
biz yorgun ve tekiz
şiirden öte pek tekiniz…
ey bizi leziz katmerlerle doyuran anne
ey bize kalp yoluyla bulaşan ölçüsüz hastalık
aşk olmasak siz de olmazdınız
aşk olmasak, intiharı bu denli kursağımıza bırakamazdınız…
ah şu şark sayılan bağcılar
ah cübbesinden geçilmeyen iman kılavuzları
Allahın uzattığı ipe sarılacak kadar kıvrımı var hâlâ belimizin
aynı cins kumaşlarla ağzımızı bağlarsak
Bir noktada hidayete erebiliriz
fıkıh kitaplarından fırlamış bir amel gibi…
kıyametine kısasla
kıyametimi kıyasla
aşk ile
aşk ile…
Kayıt Tarihi : 10.11.2014 18:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!