Üniversiteden sonra neredeyse her hafta huzurevine gider oradaki yaşlılarla ilgilenir, sohbet ederdim...
Çocukluğumdan beri ilginç gelmiştir bana huzurevleri. Çocukları bu insanları niye buraya bırakır ya da onlar burayı niye tercih eder anlamıyordum bence dünyanın en garip yerleriydi.
Nermin Teyze, Ali Dayı... Hepsiyle samimi olmuştum, Ali Dayı’nın her hafta en sevdiği çikolataları getiriyor, Nermin Teyzeye dikiş dergilerini alıyordum. Hepsinin vardı hikayesi bazısını ucundan, bazısını baştan sona dinledim ama hiç yaklaşamadığım sürekli susan, akvaryumun önünde balıkları besleyip tüm gün onları izleyen Haydar Amca vardı bir de, onu hiç dinlemedim, hikayesini bilmiyordum. Diğer yaşlılarla ara sıra dedikodusunu yapar onlardan bir şey öğrenmeye çalışırdım ama nafile...
Bir hafta sonu huzurevine giderken kaldırımın üzerinde akvaryum balığı satanları gördüm, Haydar Amca’ya götürüp böylece muhabbet kurabiliriz fikri geldi hemen aklıma, hızlıca iki tane alıp büyük bir heyecanla huzurevinin kapısına vardım. Haydar Amca yine aynı yerinde akvaryumun başında oturuyordu, çekinerekte olsa yanına yaklaştım, elimde ki balıkları uzattım, bir süre gözünü akvaryumdan ayırmadı ve gözleri aynı yere odaklıyken arkadan boş duran bir sandalye çekti, ‘’otur’’ dedi. Haftalardır ağzından duyduğum ilk kelimeydi bu. Oturdum, elimdeki balıkları alıp ayağa kalktı akvaryumun kapağını açıp yavaşça balıkları içine koydu ve tekrar yerine oturup aynı yere bakmaya devam etti...
Uzun bir sessizlikten sonra ‘’Yabancılayacaklar, biraz kavga edecekler belki ikiside ölecek ama sonuçta kaldırımda ölmelerinden daha iyi, alışmak için burada bir şansları var...’’ dedi.
Kekeleyerek bir şeyler söylemeye çalıştım ne dediğimi kulağım duymuyordu şaşkınla Haydar Amca’nın konuşmasını bekliyor ağzından çıkan tek kelimeye pür dikkat kesiliyordum.
‘’Herkesin hikayesini merak edip, soruyormuşsun bana sorma bunca zamandır o yaşlı bunaklarla arkamdan konuştuklarınızı biliyorum, özellikle benle konuşabilmek için de bunca zamandır gelip gittiğini biliyorum’’ dedi.
Sağa sola baktım biraz sonra sandalyemi yanına çekip bende gözlerimi akvaryuma doğru dikerek ‘’anlatmayacak mısın peki’’ diye sordum.
‘’Anlatayım, fakir bir aileydik biz annem ev hanımı babam balıkçıydı, balığa gider belki günlerce haftalarca aylarca dönmezdi... Sakalını kesip gider döndüğünde hacı gibi sakalıyla gelirdi, Türkiye’nin tüm sahillerine gidip oralarda kalıyorlardı. Bende tek çocuk annemle oturur babamın dönmesini beklerdim her gece o zaman cep telefonu yok, ev telefonu da lüks, anca arada komşuyu aradığında haber alır, ne zaman gelip ne zaman gideceğini bilmezdik.. Babam her eve döndüğünde leş gibi balık kokardı ev, babam özlemle beni kucaklayıp sarmak istediğinde kendimi geri çeker ‘’balık kokuyorsun’’ diye iterdim, sakalları da batardı öperken öptürmezdim... Bu laflarımın o zamanlar babamın zoruna gideceğini bilemezdim, annem yine bir gün babamın dönüşünde sakın babana balık kokuyorsun deme üzülüyor, mutfağa geçip ağlıyor itme adamı diye sıkı sıkıya tembihledi... Babam geldi, geldi ama beni öpmedi yanıma bile yaklaşmadı... O günden sonra hiç bir gün beni öpmeye yaklaşmadı babam, hep geride durdu uzaktan sevdi... Bir gün yeterince bunlara aklım daha ermemişken babam açıldığı denizden bir daha eve hiç dönmedi, büyüyünce ben kucağına atlayıp öpemedim, sıkı sarılamadım, mis gibi balık kokuyorsun baba diyip sakallarını çekiştirmedim ama bir karar verdim aklım bu olanlara erince hiç evlenmedim çocuk yapmadım balıkçı oldum denizlere açıldım Türkiye değil sadece bütün dünyayı gezdim... Neden? Babamın kokusundan uzaklaşmayım diye babamın kokusunu öpeyim sarayım doya doya koklayayım diye! Çok kadın tanıdım, çok birlikte oldum ama geceleri masanın üzerinde odaya dondurulmuş balık koyuyorum diye dayanamayıp kaçtılar, emekli oluncada buraya geldim buraya yerleştim şimdi babamı bu akvaryumda yaşatmaya çalışıyorum burada benden uzaklaşmasın hala yanımda dursun benle olsun diye onu terk etmeyim diye buradan ayrılmıyorum, bir gün ölüp bende balık olmayı, hangi okyanustaysa babamın yanına gidip onu doya doya koklamayı,sarmayı,öpmeyi bekliyorum...’’
Batıkan KaymazKayıt Tarihi : 13.6.2019 22:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!