Baktım sans Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1467

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Baktım sans

Baktım sana, o eski hayranlık silindi,
Ne nefret ateşi kaldı, ne de bir heves.
Bir zamanlar ateşimdin, şimdi küle döndü,
Sensizliğe alışan, boş bir nefes.

​Kızgın değilim, evet, geçti gitti öfkem,
Rüzgâr aldı savurdu, kalmadı hiçbir izi.
Seninle savaşmak, yorulmak, artık yetkem,
İçimde sessiz, dipsiz bir kuyu bu, kapalı ağzı.

​Kırgın değilim, çünkü yaram hiç açılmadı,
Zaman sardı, kabuk bağladı, kendi kendine.
Bir zamanlar acıyan yerlerim, şimdi uslandı,
Unuttum ihaneti, o kaybolan sevgi evinde.

​Dargın değilim, küsme eylemi çok basitti,
Yollarımız ayrıldı, her şey yerini buldu.
Sen de bende kalansın, bir geçmişin yitiği,
Suskun bir vedayla bu hikâye son buldu.

​Kısacası artık, ben,
Eski bir defterin en gereksiz sayfası.
Adın silindi, unuttum her izi,
Boşluğa karışan, sıradan bir anı.

​Sana "hiçbir şey" değilim, bu kesin,
Bir yabancı gibi bakarım, tanımam yüzünü.
Yüklendiğim onca acının son nefesi,
Bu kalpte senin için yer kalmadı, bitti sözünü.

​Hayat devam eder, dünya sensiz de döner,
Ben de yolumu buldum, kendime doğru.
Ara sıra gözlerim o tarafa döner,
Ama sadece bir alışkanlık, yalanı yok.

​Ne geçmişe özlem kaldı, ne bir umut,
Seninle ilgili her duygu kayboldu, yok oldu.
Bir gemi battı, battı gitti tüm yakut,
Kalbimde sana ait ne varsa dondu.

​Uğruna gözyaşı döktüğüm o günler,
Şimdi uzak bir rüya, sisli ve puslu.
Aşk bitti, nefret bitti, hepsi diner,
Geriye kalan sadece yorgun bir ruh oldu.

​Artık ben sana, koca bir hiçim,
Sen de bana öylesin, fark etmez.
Boşlukla dolu bir sayfa, yeni bir içim,
Bu hikâye burada tamamlandı, asla sürmez.

​Bir zamanlar yanan kor şimdi katı bir buz,
Hissizliğin rahatlığı, en büyük gücüm.
Ne bir fısıltın ulaşır, ne bir tek söz,
Yavaş yavaş ördüm yeni kendimi, sessiz hücum.

​Aynada gördüğüm o eski, yorgun suret,
Senin gölgelerinde kalmıştı, esirdi.
Şimdi yalnızlığa sundum en güzel ziyafet,
Özgür ruhum artık huzuru kesindi.

​Ne bir hatıra canlanır ne bir acı an,
Sanki beynimden sildim tüm izlerini.
Ne bir gülüş, ne de bir ince yalan,
Unuttum yüzünün bütün çizgilerini.

​Ne arayanım var artık ne de soranım,
Senden sonra bu dünya bomboş bir sahne.
Ne bir iz bıraktın ne de bir yoran,
Sadece kendi kabuğuma dönerim, nafile.

​Benliğimdeki o karmaşık, kör düğüm,
Senin gidişinle çözüldü, dağıldı.
Artık kimsede yok gözüm, güvendiğim,
Yalnızlık en sağlam ve tek dostum sayıldı.

​Oysa bir zamanlar bendim sen diye,
Bütün düşlerimi sana adamıştım.
Şimdi o günler eski bir garip hikâye,
Ben o yollardan geri yayan gelmiştim.

​Bir yabancı geçer sokaktan, bakarım,
Gözlerinde seni anımsatan bir ışık.
Ama hemen geçer, hemen uzaklaşırım,
Çünkü artık o kapı sonsuza dek kilit.

​Ne bir pişmanlık kaldı içimde, ne bir ah,
Sadece derin, sağır bir sessizlik var.
Boşluk doldurdu içimi, ne büyük günah,
Senin için atan kalp de bitti, yandı ve kar.

​Sana "hiçbir şey" değilim, bu en son söz,
Ne bir nefret objesi, ne de sevgili.
Artık ölü bir his bu, yalnızca sönmüş köz,
Bir zamanlar yanan büyük bir ateşli deli.

​Bu hissizlik benim en büyük zaferimdir,
Yeniden doğuşun en soğuk, en net anı.
Sen gittin ya, huzuru buldu kalbim, yerindedir,
Ne kıymetlisin artık, ne de düşmanı.

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 5.12.2025 13:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!