Bakteriyel Şekillenme 4

Habibe Merih Atalay
103

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Bakteriyel Şekillenme 4

KÜRESEL

evrende müzik duyumu olmasaydı
müzik tarihinden söz edemezdik bugün

evrendeki müzik duyumunun
iki akışı vardır: öz ve üvey;
üvey globaldir öz ise yerel.

bunun tersi ya da önünün, öyle ya da
böyle doğruluğu, inanılan her nolursa,
bir kaç noktada globali yerele ayrıştırırken
yereli tekrar globalleştiren sadece bir kaç
nota heriki akıştan bu beden organındaki
ayaklanıp dikilişi, adımlayıp yürüyüşü tetikler.

gerçeği farkettirmeksizin seslenirken
hepimize "E, hey! Haydin garii!" derken
aynı dille "başlasın dans!" ve "Elleri görelim,
elleri!"... tutuşturur bir olimpia aklın
meşâlesini "Haydi, bütün eller kalksın,
şıkır şıkır ışıldasın dünyamız!"
"Haydaaa! Hoppaa!"
diye başlatır...

aman ne güzel, ne eğlencelidir de
ama hepimiz aynı şeyi anlamaktan
uzağızdır müzikten yine de;

kimi vals yapar
tango yapar bale yapar,
bikısım ha bire halay çeker
zılgıt çeker zıplar yerinde zıp zıp
zangırdatıp dünyayı dara sokar

uzaktan hoş gelen davulun sesidir
bizi aynı dilde buluşturan ama...
yakınlaşınca sokmak ister çatallanan
dilleri birbirini, kızılca kıyamet koparken
aynı dilde küfrettiremez bile bize

bizler özümüze, yerele ait dili konuşur
anlar ve hissederken bize göre o 'cadı'
globalin dillerini de öğretmeye
öğrenmeye uğraştırır...

bağlantı organlar arasıdır da
tam konum vermez şu organdan
şu organadır nakil demez; bilinmesi
bağlantının 'neyin nesi' sayesi'nde oluşu
o denli de büyütülecek bir mes'ele olması
gerekmiyordur, tahminde bulunmak çoğun
yeterli gelir; bedensel olarak belki insan
beynimizin içindeki bir çip olma olasılığı
şiddetle muhtemel ve akla yatkın
diye düşünülür bugünlerde

ve o hayaller bir gün
gerçek oluverir bakarsın.

insan beynimizin bir noktasında
evrensel üvey anababalarımızın
yerel ebeveynlerimizin yerini aldığı
sezgisi müzik ile sezgilendirilir.

sezgi:
tam bir biliş olmayan bir biliş hali
ve varlığın vardığı evrenselin varış noktası:
evrenle barış noktamız -üvey ebevenlerimiz ile
sıcak ve samimi ilişkiler- olmalıdır ve tabiatıyla-
en güzel ve en hassas hedeflerimizden
biri olup çıkmıştır: evrenle barış:
evrensel barış!

evrene küsmek insan oluşa
hastalık yayıyordur, evren bizim
bileşimimiz, formülümüz her ne kadar
farklı olsak da bu formül reddedilemez
bir hakikati taşıyordur:
KUCAK - KOYUN - AGUŞ - ORTAM - OCAK
tılsımı yadsınamaz kelimeler

*

asli olarak, yaşama bağlılık
geliştirmeye çalışıyorum bünyesel ve
ölüp gidene kadar da bu uğraşımın içinde
bir yaşam alanı, iyi güzel nitelikler barındıran
özana gibi bizi bağrına basabilen bir
ana-tosfer oluşmasını umarak...

bakalım sonuç nereye ve neye evrilir, göreceğiz.

*

- her koşulda mı?
- anlamadım?
- yaşama bağlılık dediğin, her koşulda mı?

- tek koşulda gibi sanki ya da sadece bir kaç..
fazla beceri geliştiremedim malum
bir kaç becerim olduğu da aşikârdır
ve elle tutulur olanı tahmin, zor olmasa gerek

bu beceriyle yaşamın göbeğine
bir kordon koridoru ile bağlanacak
bu uç noktadan bu bünye
diye ümit edilebilir diyorum;
tabi bir yere kadar o da
ve bir süreç işi bu da elbet
görece kısa da bir süreç

- yeni bir doğum sancısı mı beklemeliyiz?

- gibi gibi
içten dışa değildir ister istemez bölünmemiz
içten içe eklemlenme gerektirmiş binbir parça

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 3.10.2024 08:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


28 Nisan 2024 Saat: 16:10 & 29 Nisan 2024 Saat:12:18

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Orhan Erdoğan
    Orhan Erdoğan

    Şiir mi makale mi anlayamadım ama güzel bir bilgi paylaşımıydı.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)