Öyle sessiz sakin duruşuma bakmayın benim,
Buzul tutmuş kutuplara yüreğimi gömdüm ben …
Sesimdeki naifliğe tatlılığa aldırmayın
Haykırışlarım, kaplan nidası ile gürler
Acılar benliğimde en yıkıcı depremlere tutulur…
Öyle diyorum öyle
Öyle sessiz sakin duruşuma bakmayın benim.
Benim; Bağrıma alevden kızıla dönen ok saplanır.
Yüzüm; özünde yanan lavlar fışkırtır…
Gözüm; ateş yakar her bir yerinden yaralar içinden sessizlik çığlıklarım.
İşte öyle diyorum öyle
Öyle sessiz sakin duruşuma bakmayın benim.
Bir aşk masalının başrol oynamış oyuncusuyum…
Senaryosu kötü; dipsiz bir kuyunun karanlık bakışlarında umudun adını iğne ile kazan biriyim
Öyle işte; ne aman çırasından buzullarda yanmaya ne de dipsiz nehirlerde boğulmuş bedenim,zamana esaret olmuş karanlığın sabah tanına yenik düşmüş yüreğime bakmayın…
Öyle kaçar ki gözlerim
Asırları en yakın anında bulmuş göz pınarlarımı karma karışık güneşin parlaklığında saklıyorum.
Öyle sessiz sakin duruşuma bakmayın benim…
Bin çakalın içinde bir zavallı sincap masumluğunun en derin izleri var bende
Kaç kez, kaç yerinden,kaç darbe ile devrilmişliğe tebessüm eden duruşum
Öyle sessiz sakin duruşuma bakmayın benim.
Kayıt Tarihi : 30.6.2023 00:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Musa Aslansofuoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2023/06/30/bakmayin-20.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!