Tutkulu bakışların
Bir salkım kara üzüm; ağustos sıcağında bir öğle vakti
Yürümekten yorulmuş bacaklarım
Sıcak toprak yakıyor çıplak ayaklarımı
Tikenlerin acımadığı zavallı ayaklarım
Tutkulu gülüşlerin
Tepelerin ardı
bir yudum su vaat ediyor çatlak dudaklarıma
kararmış suratım güneşe kafa tutmaktan
sakallarım simsiyah ve kirlenmiş toprakla sevişmekten.
yırtık elbiselerim,
ve kuru ellerimle
bir çöl sıcağında
dans eden benim güneşin giderken bıraktığı kızıllıkla
sen şehir güzeli
endamlı nazlı yumuşak gülüşlü kırmızı gül
bakışlarına esir olmuş tutkularım
bir sonbahar öncesi.
Ben bir derbederim
dağların tepelerin, uçsuz sonsuz yer yüzünün
rengarenk kuşların ve baharların tutsağıyım
bir kartal asiliğinde bakar gözlerim
bir kurt vahşiliğinde yaşar yüreğim
tarlalar arasından geçer giderim dağların doruklarına
fakat kirlidir bedenim, yorgundur dokunuşlarım
sarhoştur, aşıktır yalnızlığa
bakışlarına yakalandım bir sabah,
kaçamaz oldum.
Bakışlarına yakalandım bir sabah
Ne olduğun bilemedim
Milyonca yaşamdan biriydin
Yüreğimin derinliklerine bir hançer sapladın
Bir ağustos sıcağında bir salkım üzüm gibi
Bakışların
Bakışların
Gidemiyorum, yorulup kaldım
Duraklıyor kalp atışlarım
Tepelerin ardında gülüşlerin
Tepelerin ardında düşlerim
Yürüyorum ruhumla
Düşünmekten seni yorgunum
Susuzum
Bir umut oldu bakışların
Bir sıcak arkadaş bakışların
Şimdi bir sonsuzum
Bir sonsuz bedenim.
Kayıt Tarihi : 13.9.2007 11:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!