Bazan nefes almaya çalışırken,
Sen doluyorsun göğsüme havayla karışık...
Çarpıntılı bir rüzgar dolaşıyor üstümde,
Gerdanımda aşkın ayak seslerini duyuyorum küt küt...
Derken kalbimden dikenli helezonlar kıvrılmaya başlıyor boğazıma doğru
Bir yandan haz alıyorum ruhumun yüzü gözü çizilirken bu dikenlerden
Yokluğun öldürürken içimde susmaya yeminli dileklerimi
Bir yandan diriliyorum adeta varlığının hayaline dokunurken...
İşte bu diyorum; sana yorulacak her şarkıyı duymak için yaratılmış kulaklarım
Dilim tadına müptela dudaklarının
Ve gözlerim sana efsunlu bakmaya adanmış iki siyahi köle!
Uzak dur diye her yalvarışının ardında bir gitme var biliyorum
Lakin gururum aşkımdan bir üst rütbede
İsyana davet etmedikçe bir tatlı kelamın
Kat kat zincire vuracak her gün kendini
Ta ki tuzunu en derin denizlerden kıskanmış gözyaşları eşliğinde
Gün be gün küflenen o zincirlerin arasında kaybolana,
Unutulana dek.
Bir damla sensizlik mi daha ağır, bir damla sessizlikmi daha boğucu.
Bari bilseydim bu paslı yalnızlığın bir gün var mı bir bucağı ucu.
Kayıt Tarihi : 29.3.2012 02:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)