Tüm bakir kızlara
Basma entariden
Fırlayan güller
Kabarık etek
Eteklerinde sular
Boynuma dolanmış ejderha!
Ah sarı entarim
Çocukluğum,ilk gençliğim
Duyumsadığım ilk kadınlığım...
Bir terzi hanife bilir
Hayallerimi saydığım.
Sarı entariden
Fırlayan güller
Eteklerinde sular..
Kabarık etek
Boynuma dolanmış ejderha!
Geçmek bilmedi yıllar
Ah o yıllar...
Yarsız geçen
Bakir yıllar
Boynuma dolanmış ejderha!
Eteklerimde sular
Eski Zaman Şairi
Selda ErdoğduKayıt Tarihi : 24.9.2006 18:06:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarih bir kapı ise geçmişe açılan Girerim o kapıdan Geçmiş zaman tülünü aralayaraktan Otül ki; Siyahtan kırmızıya,yeşilden kahveye çalaraktan Açılır arş –ı âlaya Ya da yerin yedi kat altına Bilemezsin neredesin, Nerede dolduruyorsun zamanın küpünü? Seyredersin sudaki eski bir sultanın aksini. Bir avuç kum alıp yerden Savur tarihin büyülü tozunu. Karşılar seni kapıda Altın yeleleriyle tarihin arslanları. Kapıda çapraz kılıçlı saray muhafızları Sadazamın kavuğundaki yeşim taşı. Eğilir el etek öpülür Kıvrılan atlas kumaştan. Haremden gelir kadın kokusu, Gergefe batırılan iğne Şehzadenin göğsünde derin bir sızı. O gece çıkacaktır padişahın huzuruna Rum’un kızı. Hamamdan gelen sabun,gülyağı,misk-i amberin kokusu. Harem ağasının gece yüzü. Valide sultanın öğüdü Kadınefendilerin fendi Gönülde şehzade aşkı Etinde padişah vücudu Zevke inat Bedenin ihaneti. Her gece yeniden Yeniden istenir Eski adı Maria Yeni adı Mahpeyker Sultan Gücü sever,ihtişamı sever Ruhunda ihtiras kasırgası eser. Şehzade bir acı şerbet içer ki; acısı yüreğinden çıkmaz Bir harem dolusu kadın acısını dindiremez. Bir gün huzursuzluk baş gösterir yeniçeride Şehzade pek ilgilidir nedense Onunda ruhu kazan kaldırır içeride. Şehzadenin dileği azdırmaktır bu güruhu. Bir gece ansızın açılır sarayın kapıları üç beş yeniçeriye Padişah boğazlanır o gece. Yeni bir masal başlar binbir gece.
hayallerimi saydığım'...şeklinde kalbin derinliklerinde kalıp kayboluyor.....bu yönüyle ele alındığında çalışmanız hayli yerinde ve anlamlı olmuş...
Ve fakat hikayesi kısmında güya 'ilham perinizi' anlattığınız yerde kullandığınız ifadelerin, 28 senedir Anadolu'nun en ücra köşesinde yaşamış ve bu süreç içinde Türkiye'nin de bir kaç yerinde bulunmuş ve kalmış bir okuyucunuz olarak beni üzdüğünü belirtmeliyim...Anadalu'nun ve Anadolu inasanının bu ve benzeri haksız yakıştırmalarla kamuoyuna angaje edilmesi doğru değil...Feodal zihin dediğiniz şeyin bireyci,şüpheci,kuru ve dikte insanların ortak kullandığı yaşam tarzı olduğunu ve bu tip insanların sadece Anadolu'da değil heryerde olabileceğini hatırlatmak isterim...mazur görünüz..tebrikler...
Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
saygılar
TÜM YORUMLAR (14)