İyi düşüncenin düşler anlamıyım. İyi anlatılmamış düşüncelerin gerçek dünü ya da olumluluğun dünürüyüm.
İyi düşünmek kötü düşüncelerin yok oluşuna eylemdir. Hırs, ters giden hataların yabani atıdır. Hırsın eğitimi, aşkın eğitimine benzemez.
-Hırs, azimle tanışmayınca tersliğe tekmelik olur.Azimlerin azizliğinde kendini arındırmaktır yaşamak.
Mutlu olmayı hayatın bütün şıklarına yaymak, ruhunun derinliğinde yeşeren güzel yarınların meyvesi olmaktır sevmek, severek yaşamak
Gelemeyişin zinciri kopar, sensizliğin zincirleme isim tamlamaları erir cümle başında. Parçalandı yüreğin öznesi. Yalnızlığın yükleminde saklandı ayrılık.Vurgulanan sevdalarda dile geldi, dile gelemeyişler.
-Tükenmeyen acıların derinliğinde kaldı, derdini bırakmayan yarınlar.
Bir yar sarmasıyım diye yeşillendi üzümün yaprakları. Hep yeşil kaldı, hep aşk kaldı üzümün yaprakları.Oysa özümün sararmış yaprakları vardı,hazanlarında.Dökülüyordum.Sensizliği kapatmaya çalışıyordum böylece.
-Bir yarayı kapatma kaptanıydım.Korsan gemilerim vardı damla denizinde.Sen ağlamana bak, ben Hayrettin Paşa olarak ak ‘denizinin fethindeyim.
-Bir Tunus dönüşüydü sensizliği fethe yakın gidişler.Senin dışında ilk kez başka ten adasının keşfindeydim.Özümün akrepleri beni zamansızlık kıskacında ısırdı. Bir günah kaşifi yaptı.İlk kezlerin her şeyime denizdi, adaydı, isimsiz aşkların fethi zor demleriydi.
-Ben beyaz gelinliğim kadar Akdeniz’im dedin.Hayrettin Paşa isen gel kurtar beni dedin bu korsan aşıkların elinden.
-Ben geldim, ben.Hayretin Paşan olarak, yeniden, yenilerek, yenilerek.
-Harâb olduğum halime gelmedin.Ben bir mazi bıraktım, başka zamanlar isteme benden dedin.Algılar üstsüz, olgular çırılçıplak, güzel düşler düşüncelerle kapanmış, iyilerin ipeği, güzelliklerin büyüsü açık, ben ile sen arasında gökkuşağı, aşkkuşağımızı tümlüyor.
-Gelmedin.
İsteyişin en güzel cümlesi oldun böylece.
-Gelmedin.
Kıyametin kopyasıyım. Kopuşlarımı rahat okur öylece kalışın.Hiç sönmeyecek bir ateş, hiç bitmeyecek sevdamızın kıyısında.
-“Ben” yanık… Benlik közünde kızarıyor alıştığım sen.Ay yüzünle, şem gönlün arasında ay ve şem…
*Ay ve şem için yaşıyorum Elnaz.
Mutlu bir kentin mümessiliyim.Gülümsemediği bir şehrin kralıyım. Şimdi bu şehirde güleç yüzünün resmi çizilmiş.Sen yoksan her şey resimsel, ya da resmi.Bir erkeğin mutlu kenti, yanında tebessümlerini eksiltemeyen özel yaridir.Şimdi , numaradan gülüşlerimi mutluluk sandığım, yaşanırlık sandığında saklanan Musa gibiyim. Sevdanın Nil’inde öylece bıraktın.
-Bekleyişin içinde mucizeler vardır.Ben aslımın mucizesiyim.
Zihnini aç,aç zihnimin aşk toklarına.
Ebedi bağlantını,edebi bağlayışlarıma teslim eden teslimiyetin niyetlerinde biraz arındır, biraz gezdir, güzelliklerle.Ben iyinin en son iyisiyim aslında.İçimde kalmış kötüleri bileyen ve açmazlarımı, hazlarımı giyotin kılan günah temelinin bitmezliğini tümledim.
-Herkesin içinde vahşi egolar, canavar hazlar vardır.Bazen sınav için, bazen sınanmak için, bazen sabra karşı tezat ve zayi olmadan, kendini bulmaktır.
-Kulun kulu, aşkın kulu, kendimizin kulu olmaya yakınsak aynalarda özümüzle taranmaktır.Temiz ve meleksi gerçeklerin özü olarak doğduk.
-Hep iyi olanla yolculuğa bırakıldık.Hep güzelliklere atlas, atlaslara özel renk, renklere renkli düşler olduk.
-Dünyanın deli, delik gerçeklerine karşı güçlü olan, duruşu duru olan , kaliteli karakterle yoğrulmuşlar, özüne özne olanlar, mutlak gerçeğe gerekçeli gerçek olan, aşkına sevi dünya olanlar kazandı.
-Günahlar, hatalar, hastalıklar, kazalar, açlıklar, acılar, çok iyi olduğumuz zamanların dersi oldu.
-Dersimiz hep vardı. Dersimiz hep zordu.Yaşamak yaştı hep.Onu kurutacak güzelliklere sahip olmak için yolcuyduk.Yolumuzun gizli engelleri vardı.
-Nefs ile nefes arasında binlerce ince engel vardı. Yenilmezliğin yemlerini taşır nefs.İçimizi kalaylan nefsimize yenilmişliği besleyen gizil şeytanlarımız vardı.
-Vardı var eden varların vavlarında özümüz özetlenir.Her şey aslına sadıktı. Sadıklığımızın sandıklarında gizlenen amaçlar, çıkarlar, süreğen düşlere götürürdü.
-İd’ler kendine aç, egolar benliğe çok toktu. Gerçek ile gerekçe arasında bilinenleri bileyliyordu.
-Yasakların ördüğü duvarı iyi bilmediğimizden nefsimizin istediği duvar yazılarını okuyup öylece hata yapıyorduk Elnaz.
Ve sen burada yaşamıyorsun. Buralılık, beriliktir.Yani özüne yakın, yakınsal aynalar şehrine gitmekti.
Varmaya çalıştığımız her amaç, huzurdu, mutluluktu, kaliteli yaşamdı.
-Ulaşmaya çalışıyoruz ulaşılagelmişliğin en iyilerine.En iyiler, en iyinin mutlak gerçeğinde.
-Ve sen beni bu gerçeğin şiirine kafiye, bu güzel arayışın şiirine imge, bu bitmez aşkın yoluna Mecnun, bu arınmanın arıtılmasını su, bu suyun berraklarına bakir gelecek, bu geleceğin en güzel amacına sevi yamaçlar, bu yamacın sol yanında sen,bu senin her yanına azizler azizi, mutlaklar mutlağını tanıştırdın bana Elnaz.
Kayıt Tarihi : 6.1.2013 00:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/01/06/bakir-bir-yalnizligin-dusunuruyum-elnaz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!