El yordamı ile yerini yoklar,
Duvarda çatlaklar emer zifiri.
Bir asır devirmiş eller ayaklar,
Soğuk pencerede keser demiri.
...Ayazdan titriyor buz tutmuş camlar,
...Bakır gerdanlığı takmış akşamlar.
Kaç perdelik sahne ömür dediğin,
Nagalib ayrılmış her seferinden.
Bir umuttur işte gelir dediğin,
Nefesler çekilir yine derinden,
...Bakışlar dikilir kızıl guruba,
...Akşamlar yavaşça giyinir urba.
Bir nefes, iki göz, iki el, ayak,
Yaslanmış duvara ömür tüketir.
Dayanır bastona yalpalayarak,
Sökülmüş bir kilim eskimiş sedir,
…Hüzün kaynatıyor ocakta kazan,
…Akşamdan gün çalar mevsim-i hazan.
Kim baksa üzülür soluk rengine,
Tanımaz yüzleri tozlu aynalar.
Yenik düşer hayat zaman cengine,
İki damla akıp yüzünü yalar.
…Kapalı kapılar saklamış neler.
…Akşamın koynuna girer gölgeler,
Son mevsimde uzar bitmeyen kışlar,
Odalar sırt vermiş büyümüş çatlak.
Acı ninnileri söyler bakışlar,
Taş duvar dibinde eski bir yatak.
…Her gece ölüme yakın yatmakta,
…Akşamın döşünde güneş batmakta.
Yener Sezgi/ 220422
Yener SezgiKayıt Tarihi : 21.12.2023 00:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nükseder en azından,
Bu yüzden sabıkalıdır
Netamelidir, akşamlar...
Çok etkili
Hele "yolun sonunu görenler" için..
Tebrikler Kardeşim...
TÜM YORUMLAR (1)