Ne bir ayak sesi ne de bir nefes
Yalnızlık peşinde koşar giderim
Ruhumu sıkıyor bu beton kafes
Her geçen günüme lanet ederim.
Hangi yöne baksam tanıdık yüzler
Aklıma gelince bir kasvet çöker,
Buraları terk edip kaçmalı gönül.
Hasreti bizi kendine çeker,
Yollara düşüp de uçmalı gönül.
Kalkıp gitmeli bizim illere,
Kalem tuttuk, yazı yazdık.
Çoğu yazdık, azı yazdık
Kış’ı yazdık, Yaz’ı yazdık,
Sen öğrettin öğretmenim.
Hayat denen zor bilmece,
Gündüzlerim perişan
Gecelerim delik deşik;
Uyanıyorum.
Herkese gülerken Güneş,
Ey mavi şemsiye,
Niye ben ıslanıyorum?
Mehtaplı bir gecede oturmuş;
Ay ışığı yudumluyorum.
Rüzgar çekiştiriyor saçlarımı
Geçmişe dalıyorum.
Zaman geçiyor dertlerimin üstünden
Acımasız ve serin.
Anlatayım dertleri
Çekilmiyor bu sancı
Al eline rehberi
Yaz doktorum ilacı.
Yok mu bunun çaresi
Garip haller oldu güzel vatana
Sudan sebeplerle dalaşır olduk.
Eskiden küs idik büyük şeytana
Şimdiyse göz kırpıp barışır olduk
Herkesin halinde bir garip hava
Gel dertleşelim bir çay içimi,
Sen dinle, ben dökeyim içimi
Çaya katıp muhabbetin dilini
Gel kıralım iki lafın belini.
FELEK
Açtığım her kapı karanlık oldu
Ömürlük sevdalar bir anlık oldu
Gönül bahçemiz viranlık oldu
Tomurcuk gülleri soldurdun felek.
Yürüyorum ayaklarımda güneş.
Ta çenemde karanlık.
Metal tadı alıyorum her nefeste..
Başım dönüyor,
Mevsim dönüyor...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!