Her zaman derim
Şimdi de derim
Isırgan otları koymayın başucuma
Papatya,nilüfer,yasemin
Karanfil ve nar çiçeği dizin
Yıllanmış çınar ağaçlarının
Serin gölgeliğindeki masama
Kır çiçeklerini açın bir bir
Duymadığım şarkıları söylesin
Sarıdan yeşile yaprak
Ruhuma işlesin güzelliği doğanın
Yatışsın doruk noktasındaki
Eylemi ellerimin
Sen suna boylum
Sevgilim
Sen her gece saramadığım
Mor menekşem
Göksel derinliğe gömülü
Gözleriyle karım
Sarıl biraz daha yorganına
Bilirsin soğudu havalar,üşütmeyesin
Bu gece
Gök duru ve kara
Gök yıldızlarını saklamış
Bir avuç
Usumda ateş böcekleri
Kurşun gibi delip geçiyor
Sessizliği kedi gözü
Bir çalı çırpı yakmak istiyor canım
Isınsın ellerim doyunca
Doya doya seyretmeliyim ateşi
Hem bugün derinden yükseliyor
Çan vuruşlu kalbimin yankısı
Oysa ben doğduğumda
Ilıktı eser
Ateşti gök
Biliyorum yadırgarsın sevgilim
Her gece suskunluğunu
Issız bir çöl gözlerimin
Çitlenbik ağaçlarını,söğüt ağaçlarını
Dağ kestanesini öpüşüm
Bak sevgilim
Bir gecekondu
Yan yana uzanmış çıplak çocuklar
Pembe ayaklarıyla güvercin
Uçuşuyor avuçlarında
Bak,fırından yeni çıkmış
Köy ekmeğinin kokusu
Soğuk yele yüklenmiş
Karşı dağlardan
Varsın camlarda kış buğusu
Bak sevgilim
Ege denizi coşmuş
Yırtıyor dalgaları
Keskin kayalar
Martılar ürkek
Karanlık banyosunda bugün
Yosun
Sen şimdi uyuyorsun
Gökyüzünün yutmağa and içmiş
Yıldızlarını sarıyorum
Tel tel saçlarına
Aç gözlerini,bak sevgilim
Selam yolluyor fabrikadan
Gece emekçileri
Bir meyve düşüyor dalından
Başaklar kırılıyor bizim memlekette
Oysa ilk yazın sürecindeydi
Tenimizce o başaklar
Yeni kucaklamışlardı
İnce kollarıyla güneşi
Duyuyor musun
Gece çığlıklarını
Bir bıçak
Yırtıyor kulakları
Bir çocuk ağlıyor
Bir kedi sokakta kalmış
Uzak bir evin damında
Yorgun düşmüş yavru serçe
Bak bir seyyar satıcı
Son geçişinde,terli
Sürükler arabasını
Bir gün daha ezikliğin
Yorgunluğunda
Ninni söyler mırıldanarak
Yavaş yavaş kepenk indiriyor
Kaldırımlar
Karşı sokakta bir çocuk doğuyor
Karşılar yolunu gözyaşları
Yaşlı bir kadın kilim dokuyor
Nakış işliyor çeyizine
Bir genç kız
Aç gözlerini
Bak sevgilim
Bir tohum düşmüş toprağa
İrice bir tohum
Boy verme zamanıdır bu sabah
Bak bir türkü tutturmuş delikanlı
Bir saz çalıyor
Ard arda yakılıyor sigaralar
Yalaklar bulanıklığını yitirmiş
Yakın bir köyün çeşmesinde
Dinleniyor harman bitimi
Orak,tırpan,döven
Ada çayını, acı kahvesini
Yudumluyor bir yorgun baba
Kızgınlığı sürüyor
Çekice dövülen örsün
Hazırlanmakta at arabaları
Birlikte yürüyüşün
Tepelerden
Bu topraklarda
Bak sevgilim
Gün ışımakta
İşçi otobüsleri sıra sıra
Yanaşmakta duraklara
İnsanlar koşuşuyor
Koşturacaklar da
Yorgun dizlerinin üzerinde
Bu sabah
Yarın sabah
Yada öbürgün sabah
Daha hızlı
Daha dinç dizlerinin üstünde
Koşturacaklar
Yeni yaşama doğru
Daha güzel günlere
Koşturacaklar yorulmadan
Doğum sancıları çekiyor
Şimdiden
Gecelerden, o sabah
Ufukları yırtacak adımlar
Eyleme geçecek
Çekice dövülen örs
Tırmık,orak,döven
Meyve verecek yere düşmüş tohum
Gülecek içten ağlayan çocuk
Bir türkü tutturacak
Seyyar satıcı
Her günden değişik
Açacak kepenklerini yol...
Kayıt Tarihi : 18.11.2004 18:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Mustafa Sami
MERHABA ARKADASIM,
KALEMINE YUREGINE SAGLIK...
SEVGILER,
LEYLA ISIK
TÜM YORUMLAR (3)