Bak Rahmetli Bir Babamı Anlatayım Sana

BAK RAHMETLİ BİR BABAMI ANLATAYIM SANA

sorma nedendir kah üzülüp kah güldüğüm
babam bir dilek ağacıydı
annem kaygılarını bağlardı üzerine
uçuşurdu alı al moru mor düğüm düğüm
işte ondandır belki de
iki yakası bir araya gelmeyen gönlüm
kim bilir belki de ondandır
kaygıdan korkudan yıl on iki ay öldüğüm
ღ
Bak rahmetli bir babamı anlatayım sana.
Babam rahmetli çok neşeli, yetmişinde 18 lik bir gençti.
Derlerdi: “Bu gönlün hep nasıl genç kalıyor; bu neşenin sırrı ne Halil emmi? ”
Derdi ki: “Pazar yerine giderim bir güzel görürüm, peşinden giderim. Boyunu posunu, Gözel Allah’ımın yarattığı o gözelliği öyle uzaktan seyrederim.”
Giderken önümden bir başka güzellik gelir; geri döner onun seyrederim. Sonra bir başka güzellik gelir…
Yani vara gele her birinin güzel yerlerinden alı al moru mor bir kilim dokurum. İşte sizin gördüğünüz kiminin kaşından, kiminin gözünden, kiminin saçından dokuduğum o kilimdir.
.
Rahmetli öldü ya. Yanı başına da bir boşluk vardı. Beni de buraya koyun, diye vasiyet ederdi annem. Babam annemin vaz geçemediği. Babamla beşik kertmesi. Annem seviyor hem de çok ama babam başkasına gönlü düşer. Ne olacak şimdi.
Babam düğün günü, davullar çalar, asvaplar kesilirken bohçasını alıp komşu köydeki sevdiği kadına kaçmış. Sen kadere bak, varır ki kadının babası ölmüş yasını tutuyorlar. Babam geri döner… Hep bu olayı bir şaka gibi anlatırdı rahmetli.
. Babam derdi ki: “Allah herkesin gönlüne göre verir. Güzellik isteyene güzel, çirkinlik düşünene çirkin verir.”

Bir gün mezar ziyaretine geldik ki ne görelim? Annemin vasiyet ettiği o boş yere, getirmişler 20 yaşında garip bir kızcağızı koymuşlar, iyi mi?
.
Ha bir tanıdığımız da seyhati çok severdi. Gazetelerde okumuşsunuzdur. Hastane morgunda cenazeler değişmiş. Yıkamak için tabut açılınca durum anlaşılır. Rahmetlinin ölüsü seyahate çıkmış. Yani yerine konana kadar dokuz il gezdi rahmetli.
İşin ilginci yanlışlıkla gittiği şehir gitmediği, gidemediği için hayıflandığı tek ilimizmiş.
Mahmut Nazik