Herkesi sevmekle,
seni sevmek arasındaki farkı düşündüm, kalabalıklarımın arasında yalnızlıklarımla, yalnızımsı yaşamımdaki son çizgideki benli seni düşündüm...
Ucu körlenmiş, çiviler yırttı bedenimi, bir başka bakıyordun sen, bir başka bakıyordu onlar ve ben çok farklı bakışlarla, özgür uçan martıların gaga ucuna takıldı gözlerim...
Sivriliklerine ve uysal ürkekliğine daldı düşüncelerim...
Senin ağzından çıkan sözlerle, dudaklarının titreyişleri, akışkan acı düşüncelerinin ardında kalan gözlerinden akacakmış gibi duran kirpik uçlarını düşledim...
Dudaklardan çıkan ağıt dışı bir türküsün, namludan fırlayan bir mermi, bakışlarım puslar ardındaki gözlerinde, yüreğim delik deşik sözlerinle dolu, bir bakışının, bir gülüşünün efsanesi anlatılıyor bu şehirde, artık yüreğimle birlik çarpışlarıyla senli özlem bakışlarım...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.