“ Beni bul ey bene ithaf “
Bir Çapkının Son Bestesi
Yakılmış bir ağıdın son zılgıtında kaybettiklerimizin hüzün atlasında benim sevgimin yeri koyu kahve renkli gözlerine benziyordu.
Tutkunun bilindik renk adresinde bana çiçek olmaya kıyamında ve kıvamında olan nice güzellerin kucak dolusu sıcaklarına gidemedim.
Oysa gidişlerinde sobelenen yürek, senin adressizliğinde can kırıklarını toplayamadı. Sürekli kanayan bir yarayı emzirecek ömrümüm memelerinden mutluluk sütü de akmıyor.İçimde her gün çoğalan sahralardan gözlerine özümün kumları gözüne henüz ilişmedi.
Bu ilişkinin ikliminden, bu aşkın mevsiminden anlayan ali bir geleceğin eleğindeyim.Kendimi eliyorum,sızılarım susamış halde.
Bu derdin kimyasında senin suskun sözlerinin yeri yok, biyolojik kayıplarımda sürekli arzu devşiren hazlarımın sıvı aynasında sularının öç alma hesabı yok. Bu yok yokların yoklamasında yokluğunun yeni oğuldayan arıları yok. Dedim ya bak içime gör beni.
Bir kadının ellerinden tutmak, bin derdin seline karşı bent olmaktır biliyorum, elsiz el içinde kalmak da karışık pizzalı duyguların jenerik halidir.Yalnızlığın hudutlarına çizdiğin mayınlarında hangi halimin ayağı basıp senle infilak olacak çözemedim. Düşlerin kurumuş göz pınarlarında misafir oldum uzak kalışlara. Sahi sen hangi beni tanıyorsun?
Köpüklerin ritmik ürpertilerinde içimdeki dalgaların sesini işittin mi hiç? Bu olmaz, bu umulmaz, bu unutulmaz aşkın denizinde kirli emellerle kumar oynayan beni oynadın mı?
Bir çapkın aşık olamaz,bir çapkın aşkına aşk kadar sadık olamaz.
Her kadın ondan perma perma duygular almıştır.Her kadın onun ruhundan bir şeyler koparmıştır.Psiko-sosyal açıdan bir çapkın aşık değil, aşkın filminde hep boş rolde oynayan rolünün avcısıdır.Gönül tahtasına batırılan çivilerin izi hep kalmıştır, hep izlerle, hep gizlerle, hep kendince oyunlarla kendi yazdığı tutku senaryolarıyla yaşadığı anları film yapıp ve bir gün de bitirmiştir.Dedim ya gülüm, çapkının aşk dini yoktur, tutku imanı yoktur.
Nihilist bir yokuşun yorgun yerinde beni düşleme,beni bekleme, beni ekleme sevgi haritana. Ben çapkın da değilim, çapkınların hocasıyım.
- Kendi Yusufi kuytularımdaki iç çekişlerimde, sismik haykırışların hayıflarında biraz kendime geldim gayrı.
- Suskunluğum susamış bir bekleyişin sesine rüzgar oldu, sen oldu .
Bu öylesine başkaldırıların beni senden uzak kılan baş başaların en baştan,en sonuna kadar olan vicdan haritasında ben artık o bildiğin ben değilim
-Dedim ya bak içime gör beni.
Mert yürekten,açık sözlü tümcelerimden zar attım gerçeklere.
Korkunun telinde anlık huzurlara beste olan öylesine yaşayışların ermişi değilim.
- Evet, haklısın ruhum derin, ruhum çılgın, ruhum doyumsuz; ama
umutsuz ve utkusuz bir hevesin varisi değilim. Ben de insanım , ben de de gözyaşı dökecek gözler var.Dahası vicdanımın kara atlasında sana ettiklerimin sanatsal değeri olmayan ilgeçlerinde ilendin, bilendim güzel bir geleceğin senli aynasında baktım sonrasızlığıma
-Kendime geldim; ama aynalar kırılmıştı,sen yoktun, aynanın kenarında kalan birkaç saç teli, aç ve susuz toparlanışıma tokluk ve pişmanlık dayanağı olamadı .
Umutsuzca,pervasızca, dolaşan oltasız, can yeleksiz büyük okyanus bekçisiyim. Gözyaşlarının karıştığı suları temizliyorum, bu derdin yosunlarına takılmış umutlarımı büyütüyorum.
.- Bir ayağım hiç ayak basmadığın narin dünyalarda, bir ayağım gün görmemiş günlerin seherinde.”Bir ayağımda kundura, yar gelir dura dura”..
Tinsiz hamlelerle özümden doğrulmaya,gözünden savrulmaya geldim. Sen sanki henüz keşfedilmemiş yeni bir gezegensin.Yüreğindeki elmasları aramaya gelen önce aşk hırsızı, sonraları aşk arsızı olan elmas avcısıyım .Demek ki yüreğin bana yetmedi gülüm.Suçu bana tümden atarak tümlenen bir hatanın adı olma.Henüz adlaşmamış nitel hataların var bunları hiç dile getirmedim.Sen hep giden bir ismin adılı oldun. Ve bende güzel adlandırmalarla hep seni andın, hep bir gün gelirsin sandım.
-İz yürüyor, göğsümüzün sol yanında. Senin solunda solucanlar geçiyor olmalı ki bana olan sevgini emip amiplere karışmışsın. Sahi hangi amibin aşk emdiğini gördün? Sevda ağına tuzağını kuran öylesine hatalarımın son gölgesinde serin ah çektim.Karşıki dağlarda beni bekleyen bir güzelin gelişmiş özlerinde kaldım,dahası seni unutmak için her güzelden senli senler derledim. Bu yüzden dedim ya ben çapkınların hocasıyım.
-Kimse hayatımda kimse değildi.Kimse hayatıma kimsesiz olamadı.Kimse senin yerine yer ve yar olmadı.
- Gölgeler büyüdü,hoşlaşmalar da uzadıya uzadı; ama senin gül halini budayan bir senli güzelin serinliğinde sevilere karışamadım
-Hu dedi ahular, hu dedi hular, cuylar, baharlar, kelebekler geçti ömrü nazarımda; ama “benistan” da hala senin göz pınarın akar Kevser yerine.
Yıldızların yılındayım, yetim özlemleri gri düşlerimizin sunaklarına attım.Hüznümün kutuplarında oynayan penguenlerin gelelerine henüz gelenim olmadı. Sevimli bir pandanın oynaşık halinde henüz halin hal olmadı.Antartikam da buz dansı yapan ayıların sevimli halim henüz erimedi geleceğine, tanımsız, sonsuz ve kitapsız bir gidişin gitkallarındayım
-Dedim ya bak içime gör beni.
Kayıt Tarihi : 2.1.2010 14:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!