Bak Güneş Doğuyor Şiiri - İlhan Aziz Bal ...

03.30'dan beri oturuyoruz bankta
kimbilir sen neler yaptın..
belki uyuyamadın süt içtin,
televizyon seyrettin ve
hayatın ne kadar manasız olduğunu düşündün,
herşeyin ne gereksiz olduğunu..

03.30 dan beri oturuyoruz bankta
sıra sıra...
ve tepemizde 'bizden' ve acımasız
bir nöbetçi
uyuyanın gözüne su sıkıyor
kapağı güzelce delinmiş
pet şişe ile...
pet şişesi dolu,pet şişesi büyük
elleri de büyük..
ve bizim uykumuzdan da büyük...
bize düşünmeyi öğretiyor nöbetçi
-sağolsun
geçmişi ve geleceği ve tanrıyı
ve herşeyi düşünmeyi öğretiyor
haksızlıkların boyutunu ve
haksızlık yapılacaksa nasıl yapılması
gerektiğini öğretiyor
-sağolsun..
bize bir tokadın insanı gafletten
şaşkınlıktan,yanlış yapmaktan
uyumaktan
nasıl alıkoyduğunu öğretiyor,
ve bir daha yanlış yapmamayı...
-sağolsun..
ve biz hakikaten Kuran ve incil
ve tevrat ve batmış kavimler
ve socrates ve homeros ve
titanlar ve aslanlar ve kaplanlar
ve belgeseller ve siyah beyaz
filmler ve daha birçok
şeyi öğreniyoruz..
vefa-dostluk-aile-sadakat
hepsini sil baştan öğreniyoruz
irdeliyoruz.
ve koğuşağasını çişe götürmeyi
öğreniyoruz
ve çişten getirmenin adabını
saat 04.30 sen belki hala
uyuyamadın,camdan herzamanki
ezberlenmiş,sıkıcı sokağa baktın
ve için iyice baydı
eminim..
yastıkların sana bu çileyi çektiren
ortopedik yastıkların..
yatağından bıkmışsın,yatağın
senden bıkmış,sıcak olmuş
sıcacık olmuş heryeri
dehşet bir sıkıntı...

saat 04.15
oturanlardan biri çiş için izin istedi nöbetçiden
yap ulan oturduğun yere dedi
ulu nöbetçi,
öyle dediyse ulu nöbetçi
ve nöbetçiyi ulu yaptıysa
ulu koğuş ağası,
bu böyle olmalıydı..

kimse kimseyle gözgöze gelmek
istemiyor
yerde karolar o ezberleğimiz
o tanıdık,o bizi seven karolar..
nöbetçi şarkı söylüyor
ıslığıyla,
ne derler ona
'özgün' bir şarkı..
saat 04.30
sönmeyen florasanlar ve biz
sıra sıra dizilmiş
10-15 kişi
mavi elbiseler
bizde bir şarkı söylüyoruz
içimizden,korka korka..
geldiğimizde otlar
yeşildi
ve kuzeydeydi güneş..