Bak Gülümsüyor Sana, Gün Yine!

karanlığın üzerine düşen beyaz gölgeler gibiydi
uçuşan kar taneleri..
sır dolu, bir sürü dostun birlikte yığıldığı toprak üstünde
kat kat saklıyordu gizlediklerini..

uzaktan bir camın üstündeki buğular aralandı
bir sağa, bir sola gidip gelen aya silintileriyle..
meraklı bakışları vardı, biraz da hüznü okunuyordu yüzünde
ağlamaklıydı, sorguluyordu,çaresizdi, arıyordu
içi titriyor ve üşüyordu..

en azından, özlediği sevginin sıcaklığını bekliyordu…

“kız kulesi bile galatanın üstünde kendini gösterdi ya
uzanmış elleriyle muhabbetini sundu tepesindeki aleme..
siz bakmayın öyle görkemli duruşuna
su bu, uzakları yakın eder ya bazen!
halbuki yakınlar uzaktır silüetinde;
halbuki, yanıbaşında uzanır derin sevda kalıntıları..
bir nefes anında, dalıp çıkarası gelir insanın
kemiklerini sızlatsa da kara kışın kıyameti
bir merakla çekip alır benliğinden buğulu bakışları..

iki şeker atılır sımsıcak mayinin içine, koyu siyah mayi bu
karıştır karıştır bulanmaz, kan damlasa bile gözyaşlarından..

sırtını yasladığı karanlığın aydınlık düşü kıpraşır oynaşan su çarpışmalarında
o bile, gücünü sevdasının ışığından çeker bir yüzüne..
kara bulutlar sarılır, saklanır arasına ve
sen yürürsün, bekler bir adım daha atmanı..
dönüyor ya ortalık, başın mı? dünyan mı? kahrın mı? anlayamazsın..
yavaş yavaş ilerlerken zamana yanaşan ışık gölgeleri
bir bakmışsın, ulaşıvermiş özlediği sevgilisine
seçemediğin izlerini ararsın gökyüzünde, beklersin
bir daha gelecek mi diye..

boynuna sarılan yün parçası mıdır yüreğini ısıtan sıcaklığıyla
sıkıldıkça bağrın, sen istersen onu çift dilli bir yaratık gibi anla..

ey sultanım, ömürler sığdı limanına, sabırla örülmüş surlarına
nice sancaklar dikildi taşına, toprağına; ne canlar yandı sevdana
yalanmış tahta kurulmuş gönül padişahı, yalanmış fermanlar
yalanmış son bir umut sana uzanan eller...”

arkanı dönme küçüğüm, yol yakındır dur biraz bekle
ne sır kalır ortada, ne beklediğin sevgi dolu merhamet kucağı
ateşin sıcaklığı giremiyorsa soğuğun demir attığı iliklerine
biraz yüzünü dön, bak gülümsüyor sana gün yine…

28.12.2012 – 23.00
Ataşehir / İstanbul