Bak Şiiri - Yorumlar

Sevgili Arkadaşlar, söze nasıl başlıyacağımı bilemiyorum ama görüyorum ki olay raydan çıkmış ve çok başka boyutlara ulaşmış. Gerçekten şair, ozan ya da edebiyatçı kişiler yazdıklarıyla topluma örnek olmalıdırlar. Oysa burda olay, içinde yaşadığımız toplumun edep kurallarını da aşmış bulunuyor. Şiirler eleştiriye açık olmalı ama eleştiriler de saygı ve sevgi çerçevesinde yapıcı olmalıdır. Sanırım eleştiri yaparken kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki sırf öne çıkmak uğruna, bir anda çok şeyleri paylaştığımız diğer şair arkadaşımızı kıracak kadar ileri gidiyoruz. En büyük yanlışımız da bu. Eleştiri yaparken nerde duracağımızı maalesef bilemiyoruz. Sonunda ok yaydan çıkıyor ve durdurabilene aşk olsun. Ben de genelde hece yazıyorum. Fakat her nedense hece tarzı şiirler ve şairler çok fazla eleştiri alıyor. Özellikle serbest şiir yazan arkadaşlar bazen eleştiri yaparken işin dozajını kaçırıyorlar. Sanırım Yanık Ahmet'te böyle bir ortamda olayın etkisinde kalmış olacak ki böyle bir şiir yazma gereği duymuş. Yanık Ahmet'in tarzı bellidir. Genelde hiciv (taşlama) türü şiirler yazmaktadır. Bu konuda şiir yazması doğaldır. Taşlama yaparken de onunda dozajı aşmaması gerekirdi. Şiirinde benim tasvip etmediğim 'Zırtapoz' 'kafasız' 'kör meret' kelimeleridir. Bu kelimeler taşlamadan çok, hakaret içeren kelimelerdir. Bu kelimeleri kulanmasaydı yazdığı şiir amacına ulaşmış olacaktı. Bu Yanık Ahmet'in yanlışı. Ama daha büyük yanlışı 'Mahlasi' denilen ve gerçek kimliği saklayarak asla bir şair ve ozana yakışmayan, 'taşlama' dediği ve aslında tamamen hakaret hatta küfür içeren (şiir diyemiyorum) sözleri yazarak altına ekleyen kişi yaptı. Bunu üzülerek ve esefle kınıyorum. Yaptığı çok ayıp, kimliği ne olursa olsun, bu tür taşlama yapmasını asla tasvip etmiyorum. Eğer birazcık bu arkadaşımızdan edep ve haya varsa yazdıklarını özür dileyerek silmesi gerekir. Özür dilemekte bir erdemdir. Sevgili Dostlar, hemen hepimiz birbirimizi tanıyoruz ve birçok şeyi paylaşıyoruz. Bilirsiniz ki ben genel de tartışmalara karışmam. Bunun en büyük nedeni; bir tartışma esnasında istemiyerek te olsa yanlış bir kelime kullanarak siz çok değerli dostlarımın gönlünü kırabilme olasılığıdır. Sırf bir tartışmada öne çıkma adına, hiç bir dost ve arkadaşımın gönlünü kırmak bana yakışmaz. Söylenen eleştiri ve görüşlere katılırım ya da katılmam, almam gerekeni alır dağarcığıma koyarım. Olması gereken de budur. Evet, değerli dostlar sizden ricam; lütfen eleştirilerde daha ölçülü davranalım. Neyi paylaşamıyoruz???? Saygılarımla:)

sayfanıza asılan o dizeleri kınıyorum. bu manada içsel dünyanızdaki öfkenizi , kızgınlığınızı çok iyi anlıyorum Ahmet bey. ama cevabi tepkiniz o dizelerden çok da farklı değil. Sevil hanımın da ifade ettiği gibi bir çok kişiye gönderdiğiniz , bana da gelen, bu iletiniz şık olmadı... yanlış olduğunu söylediğiniz kimi şeyler böyle düzeltilemez diye düşünüyorum.

sonuçta eleştirel boyutta paylaşılamayan nedir ? yazdığımız satırlar mı... neyse....

antoloji'de kaydı olan eli kalem tutan insanlarla bir araya gelmişliğim yoktur ( bir kaç kişi dışında ) , yüz yüze , yan yana , sohbet sohbete.. bu illaki de olması gereken bir şey de değildir. zaman , mekan , koşullar..
ancak , kimi veriler , bilgiler, a be ce marifetiyle pekala paylaşılabiliyor , ki bu güzel. bu ifade itibariyle , hiç tanımadığım , görmediğim , bilmediğim Recep beyin düştüğü notlar dikkate alınasılar gibi geldi bana. söz meclisten dışarı çıktı ; bilgi aşamasına..

bakın , şey çok ilginçtir ; mmm , günlerce okurum , araştırırım , merakımı gideririm , mantık kurarım , yorumlarım , düşünürüm , duygularım vs vs... sonra da bütün bunları bir çırpıda karşımdaki kişiye aktarırım... karşımdaki için ne kadar kolay bilgilenme yöntemidir bu değil mi...oysa...
o nedenle , bilgi adına ortaya konan her üründe ciddi '' emek...ler '' vardır. doğru veya yanlış...

konum nerden buraya geldi ?? bilmem :) güzel güzel...

özelime gelen iletilerde bu ve benzeri şeyleri okumak isterim ;övgülenen hakaretleri değil...

sevgiler...

Kimden : yanık ahmet (Bay, 48)
Kime : Sevil Nizamoğulları
Tarih : 03.03.2007 18:02 (GMT +2:00)


Konu : BAK ŞİİRİME YANITTIR



İsmini bırakıpta rumuzun arkasına gizlenen neüdüğü belirsiz çok babanın karma dölü bir kişi benim muhatabım değildir..
Gerçek ismiyle insan gibi karşıma çıkanlar muhatabımdır..
O MAHLASİ MAHLASİ rumuzlu kişiliksiz gerçek ismiyle karşıma çıksın muhatap alıyım...
Bu kişi babası belirsiz çok babanın karma dölü kimse karşıma çıksın...
Diğer insanları üzdüğüm için özür dilerim...

Sevgi ve saygılarımla
Yanık Ahmet...


Ahmet bey bu mesajı alıncaya kadar şiirinizi okumamıştım sanırım buda sayfaya yeni bir davet şekli..:))


mesajı toplu yazmış olmalısınız ama ben tabrınızı kınıyorum. Bu bana ve mesajı gönderdiğiniz herkese saygısızlıktır. Şiiriniz ne kadar güzel olursa olsun mesajınızda kullandığınız kelimeleri ben mesajı gönderdiğiniz kişilere saygısızlık olarak algılıyorum .

Bir şair söylediği herşeye dikkat etmeli mahalle ağzıyla kaba dayı tavrıyla konuşmak yakışmıyor...

Rumuzlarla hepimizin başı dertte ama küfür ederek sorun çözülmez... Başka yolları var bunun antolojiye başvurun ıp numarasından kim olduğu anlaşılır...

İsmini bırakıpta rumuzun arkasına gizlenen neüdüğü belirsiz çok babanın karma dölü bir kişi benim muhatabım değildir..
Gerçek ismiyle insan gibi karşıma çıkanlar muhatabımdır..
O MAHLASİ MAHLASİ rumuzlu kişiliksiz gerçek ismiyle karşıma çıksın muhatap alıyım...
Bu kişi babası belirsiz çok babanın karma dölü kimse karşıma çıksın...
Diğer insanları üzdüğüm için özür dilerim...

Sevgi ve saygılarımla
Yanık Ahmet...

bu şiir yayınlanmış bir kitaptan alınıp buraya asıldıysa demek ki şiir olay geceden çok önce yazılmıştır. ve o geceye hakaret sayılamaz.
asıl önemli olan o gece hece vezni köylü işidir (ben hece vezniyle şiir yazamam) ,hece vezni edebiyat dışıdır diyebilecek kadar kendini küçük düşüren zattadır. şairler buğday başakları gibidir. onlar tarladan biçilir harman yerine getirilip düvenle (şimdi makineler le) dövülür ve sonra taneler rüzgarda savrulur. tınaza düşenler alınır, rüzgarın götürdükleri hayvanlara, tavuklara yem yapılır. bundan sonra da işlem sürer. tınaza düşenler tane ayıklama makinesine sokulur ve orada da üç dört çeşide ayrılırlar. ve o deliklerden geçmeyip en sonuna düşen taneler işte onlar şairdirler.
Diğerleri de besin maddesidir,un olurlar ama o iri taneler daha özel ürünlerde kullanırlar. hiç kimse hece veznine köylü işidir, hece vezni edebiyat dışıdır diyemez ve diyorsa Türk ulusunun edebiyat tarihine hakaret etmiş olur. yanık Ahmet bir taşlama yazmıştır. bunu üstüne alınanlar suçludur ki bu hakaretleri üstüne alınıyorlar. ben örneğin şiiri gülümseyerek okudum ve haz da duydum.
aralarında çok saygı duyduğum Reşide Sarıkavak ve Filiz Kılınç gibi çok güzel şiirler yazan arkadaşlar bu şiirden neden alındıklarına anlam veremiyorum.
kimse Yunus Emre'ye, Karacaoğlan'a, Köroğlu'na köylü işi yapmışlardır diyemez.
saygılarımla:
rr.akdora

Köroğlu var Dağlarında Bolu'nun
Karacoğlan'ı var Anadolu'nun
YANIK AHMET gider Dadaloğlu'nun
Pirsultan'ın bıraktığı ize bak.

Ozanlarimizi saygi ile aniyorum...Yureginize saglik

Sevgimle

neyini düzeltecek merak ediyorum.. dam üstünde saksağan tombul tombul memeler.. sırf birilerini karalamak için taşlama yazdığını sanıyordur.. diğerleri de kör alıcı...

vay bize mi saldırıldı ha...

Hece bizim özümüzdür,serbest şiir sonradan bize fransızlardan girmiştir yani fransız edebiyatıdır,,şimdi biz burda serbest şiire mi sahip cıkalım yoksa heceyemi,,

el atmadıkları bir bu mu kalmış o tür insnaların kim nasıl şiir yazmak istiyorsa herkesi kendi hallerine bıraksınlar,,isteyen istedigi gibi yazabilir,,

hece şiiri köylü işi derken o adamlar hiç utanmadı mı burada köylüyüde asagılıyorlar ,,bak ben bir köylü olarak üzüldüm insanlık adına,,insan insan olmadıktan sonra ne iş yaparsa yapsın kar etmez,,

Toplumda herkesi sanmaki cahil
Nefsine aldanıp kanmaki cahil
İlim tahsil etmiş ammaki cahil
Kalanlara hayret ederim hayret.

gercekten ben bu tür insanlara hayret ederim,,

Serbest şiir diye şu düz yazıyı
Yutturmayın bize bu saz yazıyı
Kimisi hikâye boş söz yazıyı
Ağızlar dolusu yermemiz gerek.

insanlar başkalarını eleştirirken önce kendilerine bakmalı bence,,

bir birimize camur atmakla bir yere varamayız,,burası bir pazar herkesin tezgahın da farklı görünür şiir..işine geln alır işine gelmeyen almasın,,

gurbetten sılaya

selam ve dua ile..

Yanlış anlaşılma olmuş diyorum..
Hani bazen sizin ne söylediğiniz değil de, karşı tarafın ne anladığıdır.
Şahsa hitaben denmesini, taşlama yapılmasını anlarımda burada bir tuhaflık var.
Sanki biri hece şiirini aşağılamışta diğer insanlar yaşşaaa,bravo harikasın demiş
Gibi bir şey anlaşılıyor. Olmamış. Hayal toplantılarına gelen insanlar biri birilerini
Gayet iyi tanırlar, kim ne söz eder bu neredeyse kendi sözü gibi bilinir. Doğrudur
Arkadaşlarımızla şiiri her türlü tartısıyoruz..Bu yapmamamız abes olurdu. Fakat
Bu hece şiiri ve yeni örneklerinin çok az görülmesi olayını edebiyat ve şiir dünyası
tartışıyor. Yaptıklarımızı tartışıp eleştirmezsek nereye varır bu işin sonu. Ahmet
Bey olmamış diyorum. Dip notu yazmanız olmamış..Şiirin önüne geçmiş.İnsanlarda
Oradan yola cıkmış yargılamış, gereksizdir. Ukala olmak kötü bir şey değil ki.
Edepsizlik olursa sizden önce biz tavır koyarız. Seviyeyi aşmadan tartışmak en
doğal hakkımızdır. Ortamımızı beğenmeyen insanlarda gelmesinler bence.
Sizin üstünüzden yumruk atanlarda ayrıca terbiyesizlik etmişler. Yanlış anlama
ya da hiç anlayamamak doğaldır..Düzeltilebilir. Tartışılabilir..Bu hafta gelirsiniz
Hece ya da başka tür şiirleri yine tartışırsınız.
Günümüz şiirinin köklerini nereden aldığınız bizlerde gayet iyi biliyoruz.
Zaten o yüzden ki şiirlerimizin yanında türkülerimiz ile de eşlik ediyoruz.

Yanlış yapılır, fakat tekrarlandığında asıl yanlış olur söylemiyle iyi günler diliyorum.

Zafer Zengin

onu diyen halt etmiş be usta kusuruma bakma

iki satır şiir yazıp ileri geri konuşanlar çıldırtıyor insanı

ağzına yüreğine sağlık iyi vermişsin cevabı