Bahtsız yarınlarda kullanılmış duygularım!

tıka basa dolmuş kara bulutlar üstüme çöktüğünde
hoşuma gitmeyen sözcükler duymayı istiyorum..
bulutlardan düşen simsiyah yağmur damlaları
sürükleyip götürsün beni, iflah olmaz nehirlere

bayramım olmasın, seyrangâhında demli bir çay yudumlamayayım
arefemde yıkılsın bütün aşklarım, şaşkın duygularla çarpılayım
inancımı da al! ceketimi, telefonumu, çocuklarımı.. tüm yaşantımı da!
yarınlarımı eşele çamur deryasında, yumuk yumuk ellerimi sıvazla…

muhtacım, güven dolu ve acımasız haykırışlardan uzak çaresiz hüzüne
sahiplenilmiş arzuları, isterik nöbetlerde korkmadan harcamaya..
dünün gecesinde amansızca kaybolup, günün gecesinde yinelenmeye
ve muhtacım kanatlara, duvar duvar gezinip, görmeden üzülen gönüle…

göremiyorum, günüme darbe vuran allı pullu boyalı kelebekleri
serpilip serilivermiş ve utancından yüzü kızarmış kimsesiz çiçekleri
edepsiz sırıtmalar hakim oluyor, utanmaz şehir hergelesinde
kusmak geliyor içimden, engel olamıyorum ahlaksız hislerime..

sürükleyip götürsün beni uzaklara, iflah olmaz azgın nehirler
arzularımı, isterik nöbetlerimi ve ahlaksız hislerimi..
utancından yüzü kızarmış çiçekleri ve edepsiz sırıtmaları
yumuk yumuk ellerle eşelesin kelebekler, bahtsız yarınlarımı!

eşelesin bütün hergeleler, kullanılmış duygularımı..

13.10.2010 16.00