Bahtsız Divane Şiiri - Savaş Barha

Savaş Barha
482

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bahtsız Divane

Dün, senin beni gördüğün yerlerde
bugün, seni görmek ümidiyle dolandım.

Etrafıma bakındım,
insanlarda seni aradım.

Kaybettiğim en kıymetlimi,
seni, kaldırımlarda aradım.

Gözyaşlarımla büyüttüm
kaldırım kenarı papatyalarını.

Ne de çok kırıldım rastlantılara,
kaderin tesadüflere kalmasına.

Susmalıyım.
Eve gitmeli, seni anmalıyım.

Masaya geçmeli,
sandalyeye oturmalı
bütün şiirlerin son noktasına
gizli bir dinamit koymalıyım.

Şiirler bitince usulca ölmeli,
sözcüklerle gömülmeliyim.

Bu akşam öğrendim ki;
kalemler de kırılganmış,
yorgun düşmüş kâğıtlar.

Duvardaki küçük kız kardeş
güzelliğindeki tablolar darılmış.

Hokkamdaki mürekkep gibi tükendim.
Gözlerimdeki yaş senindir, ey efendim!

Üşüdüm,
ceketimi askıya asmalı,
daha çok üşümek için
umut kovaladığım sokaklara çıkmalıyım.

Seni benden saklayan
gökyüzü utanmış, al duvaklara bürünmüş.

Vakit,
vişne renkli akşamüstleri.

Rüzgâr yaprakları raks ettiriyor.
Sokaklar başıboş gölgelerle dolmuş.

Güneşin ışıltısı altında parlayan,
geceleri korkuluk vazifesi gören
ağaçlarla süslü katran karası
bir sokakta küflü bir köşeye sindim.

Haydi, haykır!
Haykır duyayım seni, haykır.
Haykır, bu akşam gececiyim.

Avazın çıktığı kadar
bağıra bağıra haykır.

Sesinle yık şu tabuları.
Gülüşünle kavuşsun kalpler.

Avucuna konan kelebekle bir öpücük yolla.
Öptüğünde kızaran yanaklarım sana hasret.

Tez gelsin yarınlar, ümitler tez gelsin.

Geceye bir cümle bırak.
İlham ver şair ruhlu âşıklara.

Olmuyor mu?
Yapamıyor musun?
Şiirce haykıramıyor musun?

Tıkandı mı dilin?
Ben gibi fakir misin?

Okuduğun insancıkları bilmem.
Bilmediğimle sohbete girmem.

Dinle gözyaşım.
Dinle gönül sızım.
Dinle illegal yanım, dinle.

Bazen otururum aklıma gelirsin.
Yürüdüğüm vakit gözüme gelirsin.
Dostlarla konuşurken fikrime gelirsin.
Ve bazen gece uyanırım zikrime gelirsin.

Anlamıyorum!
Neden gelip gelip gidersin?

Sobanın içi cehennem gibi.
Otursan, çay koysam olmaz mı?

Bak, yağmur yağıyor.
Elimi tutsan olmaz mı?

Bahçemdeki taşları topladım.
Bahçem gözlerin gibi rengârenk.
Gelip bahçemde dolaşsan olmaz mı?

Evet evet, bilirsin.
Beni en iyi sen bilirsin.

Sema benimdir.
Sema, gizli cennetim.

Semadaki güzelliği ben bilirim.
Bulutlar, kuşlar, umutlar benim.
En güzel şarkıları semada dinlerim.

Bu akşam semayı ay ışığı kaplamış.
Başım omzunda sema izlesem olmaz mı?

Güneşim, ayım, yıldızım benim.
Semaya âşığım, semalar benim.

İşte toprak, işte su.
İşte ışık, işte hava, işte ben.

Büyümüyor fidanım.
Büyümüyor umudum.

Pencerem mahzun.
Gökyüzüm karanlık.

Eksik olan bir şey var.
Bir tebessümün eksik.

Bak, gülmüyor Murat, gülmüyor Bargiran.
Şeymalar, Fidanlar, Denizler gülmüyor.

Nehirler, Fıratlar, Yiğitler tedirgin.
Çocuklar tedirgin, fincanlar kırılmış.

Camlar puslanmış, başlar eğilmiş.
Biçare gariplerin kalbi delinmiş.

Olanlar oldu.
Olacaklar iki dudak arasında.

Kim bilebilirdi ki
gökkuşağı gözlü bir güzele
divanece sevdalanacağımızı?

Kim bilebilirdi ki
hüzünlü günlerin pusuya yattığını?

Kim bilebilirdi ki
güzele güzde de şiir yazılabildiğini?

Anla.
Susarken konuştuklarımı anla.
Kaçarken bakışlarımı anla.
Delice anla, kalben anla, aşkla anla.

Söylemek istediğimi
ben söylemeden anla.

Dilim fakirdir, yüreğimi anla.
Ben konuşmadan, sen beni anla.

Hayır,
soru sorma!

Gözlerime bak,
gözlerimi anla.

Gözlerime gömülü
umutları anla.

Konuş insanlarla.
İnsanları anla.

Her şeye zaman ayırmalı insan.
Kitap okumaya, şiir yazmaya,
müzik dinlemeye, sinemaya,
konsere, sohbet etmeye,
gülmeye, yürümeye, sevmeye,
âşık olmaya, çiçek büyütmeye,
çocukları sevmeye, umut etmeye,
hayal kurmaya...

Biraz da yalnız kalmaya
zaman ayırmalı insan.

Harabeye dönmüş dünya.
Haykırışlar susturulmuş,
isyanlar bastırılmış.

Ne menem bir dert bu.
Ne çaresi var ne kaçışı,
ne merhemi var ne soranı.

Ben sana yeterim, sen bana yetersin.
Hayaller, düşler, umutlar bize yeter.

Ne gerek var
ince sitemlere, dargınlıklara?

Yokluğun içindeki varlığın kıyısında
eski bir plak bulmuş gibi
şahsi sevinçler yaşamalıyız.

İçimde sesin var.
Sesinde geçmişin anıları var.
Anılarda ölümsüz mutluluklar var.

Memat gibi bir hayat bu, heyhat.
Heyhat! Ne menem bir vefat bu.

Ahh... Ahh... Ahh...

Savaş Barha
Kayıt Tarihi : 28.10.2018 00:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


11 EKİM 2018 PERŞEMBE

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Savaş Barha