Selam sana nazlı Nebi
Selam sana gözbebeği
Mevla'nın kudretiyle selam.
Selam sana nur-i dilara
Selam sana Hakk habibi
Bu şehir DİYARBEKİR
Karanlıktır sokakları dardır
Ama o karanlık öyle birşeydir ki! ..
İçine gittikçe aydınlanır
Bir tarihi bilinmeyen surların üstüne çıkınca
O zaman anlarsın nasıl bir yerdir diyarbekir...
Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban;
Gönlüm Sana hayran!
Nergis bakışlarının etkisi ne de yaman!
Sultânım el amân...!
Nuhun çaresizliğini anlatıyorum sizlere saygılarımla yaradanın aşkı
Baksam ne zaman semaya
Asr-ı saadeti düşünür gönlüm
Hakikate yönelir gözüm
Tükenir gider derdim
İlahi yedi cihanın iklimi gibi
Yalvarır sana bu gönül
Yine hicranla seni andı gönül,
Tende cânım, rûh-u revânım Cânân..
Andıkça hasretlere yandı gönül;
Ne olur kıl artık vuslata şâyân.!
Hem sevip hem ağlayan bîçâreyim,
Kararsız, derbeder ve âvâreyim,
Akşam oldu yalnızlık çöktü üstüme...
Kız kulesi karşımda adalar yanımda...
Ey istanbul ne kaldı alacağın bende..
Bırak herşey kalsın istemem
Üstü kalsın alacağım yok senden..
Geceler uzuyordu ya saçlarında
Unutamadım…
Onu yazdım son mektuba…
Vedasız sonlar vardı ya….
Unutmadım…
Sebepsin kuruttuğum gözyaşına
Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri ağlar gönlümüzde.
Önce sen ağlarsın.
Abdullah bin Mesud’a
“Bana Ku’ran oku” demiştin.
Sen yoktun sultanım
Hz adem deydi nur önce cenneti
Sonra yeryüzünü şereflendirdi
Adem nuruna af edildi
Arafat bu afa şahitti
Sen yoktun sultanım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!