Kaç yıl geçmiş seninle görüşmeyeli
Her şey aklımda daha dünmüş gibi
Veda mektubundu tezkere belgesi
Bahriyem çoktan unuttun sen beni
Her şey bir nisan şakası ile başladı
Tuzla Piyade Okulu'ydu ilk sınavın adı
Yüzmeyi bilmeyen yedek subay aday adayı
Deniz kuvvetleri dalgaların beni sardı
Yalova'ydı acemi birliği durağım
Burada başladı yedek subay adaylığım
Daha sabah olmuştum temizdi tıraşım
Hemen göze battı bir milim sakalım
Kimi memur kimi yönetici, akademisyen
Nasıl gelmiş bir araya hepsi başka türden
Sivilde hürmet görür, işinden gücünden
Burada hepsi çocuk gibi ölür gülmekten
Evimde bir takım elbise bana fazlaydı
Burada beş farklı üniforma dolabımdaydı
Siyahlarda kış, beyazlarda bahardı
Hele işbaşı yok mu? Kirlenmez kırışmazdı
Yedek subay bölüğü emir ve görüşlerinize hazırdır
Sabahın çilesi başlar, muayene için sıralar açılır
Sersem uykulu bölük, bölünür üç kola ayrılır
Sırayla vurur yere ayaklar, tırak sesi yankılanır
İstikamet yemekhane adi adım marş ileri
Tanrının adıyla, acıktım tutmayın beni
Çok şükür der bırak yemeyi dong sesi
Nöbetçi okur günün denizci geleneğini
Gün boyu yürümekti yanaşık düzen eğitimi
Bir ki üç dört üç dört bir ki tekrar ederdi
Sürünmek basit ceza, istikamet çöp tenekesi
Şınav vaziyeti al sorarlarsa sıfır bilesin ki
En sevdiğim dersti bahriyenin örf ve adetleri
Vurgun Albay güldürür kırıp geçirirdi bizleri
Kadını subayın solunda, sağ el selam verirdi
Nasip olmadı uygulamak, kadınım tek eksiğimdi
Kimimiz şarkı söyler, kimi saz çalardı
Beni sorarsanız kalemim şiir yazardı
Atış talimi bir yabancı heyecandı
Iskalasam da g-3 kulağımda çınlardı
Yemin töreni bizi gerçek asker yaptı
O gün tören komutanı Binbaşı Çırak'tı
Ezberledik basıp düşeriz diye çukurları
Başlar sağa dönük atarken kaz adımları
Mezuniyet töreniyle takıldı rütbeler
Asteğmendik bahriyede geçici misafirler
Biz gezerken demirliydi firkateynler
Topçular- Eskihisar feribotu bizle seferber
Deniz Harp Okulu son görev yerim
Tümamiral Orhan Aydın Kütüphanesi'ndeyim
Sıradan bir elektronik mühendisiyim
Anlamadım ki kütüphanede neydi işim
Ne yalan söyleyeyim fazla kitap okumazdım
Buyurun hangi kitabı aradınız yardımcı olayım
Akşamları yüksek gerilim nöbetçi subayıyım
Nöbet defterim temiz, vukuat yoktur komutanım
Mehmetçikleri severim, ana kuzusu hepsi de
Onlarda sever beni, parola sormaz devriyede
Trafoları gezerim, kuru kafa resimli sekizi de
Kurma kolunu indiririm elektrik kesilirse
Teknik sistemler yerleşik, komodorluk binasında
Bir adım karşımda TCG-Cezayirli Gazi Hasan Paşa
Efsane aslanı kükrer hala dolaşıp gururla
Gözümü alır ışıkları geceden gelecek şafaklara
Şoför Hasan uykulu gözü pek açılmaz
Uyanınca sorar koca gemi nasıl batmaz
Ah be Hasan Arşimet desem tanımaz
Şanındandır bahriyenin batmak yakışmaz
Sabah olunca biter uykusuz nöbetim
130-A otobüsüne iç lumbar ağzından binerim
Üniformama bakardı bazen kızlar fark ederim
Hoşuma da giderdi ya ne yalan söyleyeyim
Her botun başında nöbetçi askerler
Arya toka sancak çalar silistreler
Akşam olunca ışıklanır demir direkler
Güneş batmayan imparatorluk gibiler
Bir bölük kadar besili martılar
Kayıkhanede yolu kapatırlar
Devriye arabasına aldırmazlar
Uçmak yok, aheste adımlar
Bahriye küçük, kucak büyük derdi eskiler
Komutandan çok efendim diye hitap ederler
Kimseye benzemez başkadır bahriyeliler
Bir kaçı hariç önce dosttu üst rütbeler
Bandolar çalar harbiye, İzmir marşları
Arz olunur ayakta selamlayın al sancağı
Selam dururum sancağa ayakta üniformalı
Gözlerim yaşarır geçen sancağa sevdalı
Bir yıl sonra yine başlarken bir nisan
Sivil hayata döndüm her şey sil baştan
Ne üniformalarımı çıkarırım dolaptan
Ne de Siyah beyaz hatıraları aklımdan
Müh. Tğm. Akın KORKMAZ (131/98)
Akın KorkmazKayıt Tarihi : 25.10.2014 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!