Rüyamda iki dut ağacına kurulmuş bir salıncakta sallanırken aniden bir kartal belirdi tepemde.
ve kanatlarına alıp uçurdu beni kolon vurup havalanmışken.
Açık bir arazide indirdi beni seni akşam buradan alır götürürüm dedi kuş diliyle.
Çocukken az çok kuş dili öğrenmiştik ya ben başımı salladım o da uçtu gitti muhteşem kanatlarıyla. Biraz yürüdüm hava sıcaktı ağaçlarla kaplı bir yolun ağzında biraz durakladım bir de çeşme vardı çeşmeden su içip yola devam ettim önüme yüksek duvarları sarmaşıklarla kaplı bir bahçe çıktı, bahçenin kapısı yarı aralıktı. Bir adım atıp içeriye şöyle bir baktım.
bir kanepede on yaşlarında ki kız çocuğu yere kadar uzanan saçlarını tarıyordu. Bahçe ağaçlarla çiçeklerle eşsiz bir manazaraya sahipti.
Tarhların yanından çevremi inceleyerek yürüdüm çiçekler mis gibi kokuyordu cemreler henüz düşmüştü toprağa. Güllerin bazı goncelerinin üzzerinde şebnemler vardı akşamdan yağan yağmurla. Gözüm gönlüm bayram ediyordu, çapkın bir rüzgâr bütün letafetiyle yanağımı yalayıp geçerken uçurup eteklerimi elimden tutar gibi sürükledi beni kocaman bahçede. En çok hanımeli ağaçları vardı ve, hanım eli hanım eli kokuyordu bahçe. Sanki bu köşkün sahibi hanımmış gibi bir hisle irkildim. Sanki bir an annem gülümsedi hanımeli ağacının dallarından.Elimde bir çanta içinde kalem kâğıt vardı ve ben kızın yanına kanepenin ucuna sessizce iliştim.
Yüksel Nimet apel
..
Şiir yare ne anlatır,od,unda yandırır hatun
Ciğerlerimi dağlatır duymaz sultan, sağır sultan
An,bu andır, an bu andır, an bu an
Yönünü çevir bana duy artık sevgili canan
Sana esir diye, köle diye serdiğim ayaklarına
Can bu candır, can bu candır, can bu can
Yolcu gider kalmaz burda boşalır han
Canıma, tenime,yüreğime ne bu eza ne bu cefa?
Sense gezersin bahçe, bahçe eylersin sefa
Han bu handır, han bu handır, han bu han
..
Tercihim akşam güneşinden yana, hazan düşmüş bir bahçe gibiyim,
Üşüyorum.
tercihim hüzün
hüzün emiyorum sabah yağan yağmurun ıslaklığından.
ağaçlarda tek tük kalmış meyveler bir kaç sararmış yaprak.
kimsecikler yok herkes sırtlamış hayatı sırtına bir yerlere taşınıp duruyor.
tercihim Arabesk şarkılar:
..
Güzel isen çeken çoktur nazını
çirkin isen çekemezler kahrını
altın tarak tarar güzel zülfünü
yiğit olan yele açar bağrını
az konuş ta lafını dinlesinler
ağır ol da sana molla desinler
zalim isen çekemezler zulmünü
az konuş ta lafını dinlesinler
..
Çeyrek kala uyandığımda
güneş şiirleştirmişti evreni
apaydınlıktı her yer
güneşi tutan eller yanmıştı
özgürlüğe çeyrek kala
ressam eline fırçayı almış sağ tarafa
bir gelincik tarlası çizmişti
bir de köy yolundan gelip
titrek ayaklarıyla yokuştan inen dede
..
Elinde bahçe makasıyla bahçevan
yaklaştı bir gül ağacının yanına
bahar gelmişti uçuşurken kelebekler
mis kokularıyla güller
bezemişti her bir yanı
o sırada bir kara karga gelip bir dala kondu
bülbül de gülün dalına
gül kızardı utancından al al oldu
..
Sen gölge ol
ben de senin gölgen
sen nereye ben oraya
ama ben yine ben
sen yine ben
sen gök olduğunda
Ben kar olur düşerim
güneş ol doğ üstüme
erit beni
..