Vakit öğle derinliğinde güneşin
Güneşin arkası ve günün ortası için deniz
İncir ağacının kuşlardan şikâyetçi olduğu söylenir
İncir ağacının meyvesi için deniz
Eşyanın düşey konumu yalnızlık ortamında
Eşyanın çiçek açan yalnızlığı için deniz
..
Felek ile şu cihanı bölüştük oy oy
Saray aldı hanı bana bıraktı oy oy felek
Yeryüzünü karış karış dolaştık oy
Zevki aldı derdi bana bıraktı oy
Şehir aldı yayla aldı dağ aldı oy oy
Mor sümbüllü bahçe aldı bağ aldı oy oy felek
..
gece bir anda yıldız
bahçe bir anda çiçek
uzaktan denizin kokusu
karanlıkta kımıldayan böcek
içimi bir anda
aydınlatır mimozalar
..
Öyle bir yerdeyim ki
ne karanfil ne kurbağa
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
..
Sözde
Böyle açık saçık
Uykulu mahmur
Bahçe suluyor sözde
Hava alıyor sözde
Sözde
Bir şarkı tutturmuş dalgın
..
Yağmur çiseliyor! Akıp gitsin üstümdeki küf! Yakam bağrım fora. Üç duble votkanın beklentisindeyim; dört şiddetinde bir deprem! 'Mal ve can kaybı: dokuz gökdelen çökmesi ve üç kalp krizi'.
Gündelik nefretin maliyetini kurtarmasa da fena değil.
Yine de güneşlik bir yer istiyorum. Yeşillik bir yer. Herkes Kır'a sığındı. Kent'i bana, benim gibilere bıraktılar: Pisliğim, Çukurum! Hayalin ve Güzelliğin rahmi!
Dört yanına yayıldım.
Yatıyorum bütün mezarlarında.
..
Benim mahzun bir tarafım vardır.
Bakmayın neşeli olduğuma;
Sanki bir başkası içimde;
Pişman dünyaya geldiğine.
Bağ, bahçe,deniz kenarı,
Güzel manzara faydasız;
Ben hazdan bitiyorum,
..
Ah, okumaya başlamadan önce Çiçeklere su vermek lazımdır.
M.C.Anday
“Bütün devrelerin birbirine girdiği bir dünya zamanıydı, viraneydi zahir. Bizi ilmek ilmek sökmüşlerdi, hiçbir şey söktükleri yerde değildi.”
Burası yeni bir yer.. her şey dingin ve her şey huzurlu olacak burada, dediydin. Öyle oldu. Bugün, çünkü, sebzeli makarna yaptım. Her şey dingindi. Bugün o sebzeli makarnayı yedim. Her şey sessizdi. Sardunyalara ve mor şebboylara su verdim, çiçeklerle aramda yeni bir dil geliştirdim bugün. Ama “şimdi” bugünün anlatılamaz olduğunu biliyorum. Dinginlik, ne yazık ki takatsız bir şeydir. Hafızanın duvarlarında tutunamayacak kadar mecalsiz bir şey. Bugün değil, sonra, belki çok sonra o duvarlarda silik bir iz, kim bilir, kalır?
..
Bahçeler meltemlerle konuşuyor;
Üç bin yıl evvele dair,
Masal cennetlerinin kapısı açılmış,
Ağır ağır geçiyor taş kapılardan
Omuz başları kopmuş genç heykeller,
Yarım kalmış rüyalar içinde.
Portakal bahçelerinin ışık denizinde..
..
Karaman da varlık dolu, Nurlanmıştır güzel yolu,
Aşıklar Yunus’un oğlu, Karaman da, Larende de...
***
Karaman da sağlık düzen, Görsün Aşıkların gezen,
İlim yollarında özen, Karaman da Larende de...
***
Karaman da çok Erenler, Mevlanayla hay dönerler,
..
Taşında otlar biten şu sokakta yürümek.
Bir bahçe duvarının kokulu gölgesinden.
Uzakta, mektepteyken okuduğumuz şarkı.
Su içmek o tasasız günlerin çeşmesinden.
Kalbe aşina bütün rastladıklarım,
Herşey eskisi gibi, herkes bahtiyar, iyi!
..
Affan dedeye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
..
Sessiz arkadaşlığı ayın eşlik ediyor sana,
dalgın gözlerinin bugün toza dönüşmüş
bir bahçe ya da avluda onu son kez çözümlediği
-zamanın derinliğinde yitip gitmiş- o akşam
ya da geceden bu yana. Son kez mi?
Biliyorum, biri çıkıp şöyle diyebilir
günün birinde sana, tam da gerçeği söyleyerek:
..
Artık yaşamak için herkesten kaçacağız,
Dünya bize verecek yalnız güzellikleri,
Yalnız, semalarından dökecek ruhumuza,
Geceler mehtapları ve gündüzler seheri
Düşünceli yürürken, bir yol dönemecinde
Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar.
..
Düşler var düşün ardında.Her gece
Yitip gitmek isterim karanlık sularda
Üstümden gündüzü yıkayan, ama bu katıksız
Sular altında, bize en sonuncu Hiçliği sunan
Edepsiz harikanın nabzı atıyor bu hüzünlü saatte.
Bambaşka yüzümü yansıtan ayna olabilir.
Bir dolambacın git gide büyüyen tutukevi olabilir.
..
Yel esti mi aşka gelir sallanır
Mart ayında yeşillenir ağaçlar
Kıpkırmızı donlar giyer allanır
Hu dost çağırır allanır ağaçlar
Çiçek açar domur domur dal verir
Kimi uzar birbirine el verir
..
Mavi elişinden bir deniz yaptım
Yeşil tekneli bir kayık yüzdürdüm
Maviliği öptüm, denizi öptüm
Yelkenleri rüzgar rüzgar gezdirdim
Yeşil elişiler bahçe oldular
Kırmızı benekli çiçekler açtı
..
Her şey değişir, söz vermek bunu durduramaz. Kimse bir ağaçtan, bahar bitince çiçeklerini korumasını bekleyemez. Çünkü sonunda çiçekler meyveye dönüşür. Ve sonra, sonra ağaç meyvesini kaybeder. – Ya sonra? – Sonra yapraksız bir bahçe. – Yapraksız bir bahçe mi? – Farsça bir şiir. Yapraksız bir bahçe. Güzel olmadığını söylemeye kim cesaret edebilir?
..
Bu bahçe gönlüm gibi dertli
Bu bahçe gönlüm gibi dertli
Bir sevinç büyütür bir hüzün bende
Dert sadece gönlümde değil
Karşımda bir şaşkın bahçe
..
Evin gölgesidir arka bahçe
Bir yatak odasının
Usulca taşan sıcağı
Çocuğun dokunuşu
Annenin durgunluğudur arka bahçe
Dudakta öpücük izi
..