Bir Acem bahçesi, bir seccade
Dolduran havzı ateşten bade.
Ne kadar gamlı bu akşam vakti
Bakışın benzemiyor mutade.
Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar
Dalmış üstündeki kuşlar yâda.
..
İlkin sakin kiraz bahçeleridir andığım eski günlerden
Şehrin çocuklara mahsus kaydıraklardan olduğu
Fi tarihinde kutsal sözleri kale almadıkları için
Harap bırakılmışlar tabiatüstü güçlerle
Bir kere elime aldım mı çocukluğumu
Üstüne kerametler yazılı derilerde
..
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız
kim karar verebilir birbirine dokunan taş ve su
hakkında, kimin kimi ayakta tuttuğuna, ve günün
aslında kumdan, tuzdan ve ışıktan oluşmadığına?
..
Bahçe dıvarından aştım
Kırmızı güle ulaştım
Öptüm koktum helallaştım
Kadınım şalı kuşan da gel
Nar ağacı narsız olmaz
Al rubayı ba(ğ) lan da gel
..
Biliyorsun çoktan yaşlandı ağaçlar
dün gördüm
bir iki beyaz yaprak düşmüştü ulu gövdeden
biliyorsun çoktan yaşlandı artık rüzgârlar
sarıp sarmalamıyor dipsiz bahçedeki güneşi
sonra limon ağacını hurmayı ve kan rengi gülü
tanrının sabırla taşıdığı sulara
..
Duvara savrulmuş bir ipek çilesi gibi boşalmışçasına
Tahta bir çit boyunca yürüyor bir patikasında
Kensington bahçelerinin,
Dokunsalar dağılıverecek sanki
öylesine kurumuş ki içi.
Aksi gibi nereye çevirse başını
O mundar, o yedi canlı, topuz gibi çocukları ayaktakımının,
..
Gelir misin benim ile
Gezelim bahçe bağları
Sevişelim senin ile
Hoş geçirelim çağları
Yar dişlerin meknun gibi
Akar yaşım ceyhun gibi
..
İnanmak, okun kalbe saplanmasıyladır. Aklımızın herhangi bir inancı onaması, inanmak için kâfi değildir. Bir başka elin devreye girmesi ve sizi kendine ait kılması gerekir. Gidip görmeyi çok istediğiniz bir yeri düşünün ve cebinizde beş kuruş yok. Tüm gayretinizle bilet parasını bütün etseniz dahi, o yere gitmeniz size bağlı/dair bir şey değildir. Bileti kesen, sizi bir vesaitin içine koyan, gideceğiniz yere sağ salim varmanızı sağlayan bir başka eldir. Evet, Allah dilediğine inandırır!
Hal böyleyken, bileti kesilen ve gideceği yere varan kardeşlerimiz de, karşılaştıkları bahçenin güzelliğiyle mi ilgili bilemem, çok geçmeden bir kibir başlıyor. Bazılarında, bu güzel bahçeyi herkesle bir an evvel paylaşmak isteğinden oluyor bu. Bazılarında ise, bu bahçeden gayrı bir yer olmadığı, olmaması gerektiği duygusu, birdenbire putperest bir düşünceye dönüşüveriyor. Peşi sıra, “bahçenin sözcülüğü”, “bahçenin sahipliği” gibi, durumdan olmadık vazifeler çıkarmaya başlıyorlar. Öyle ki, sürekli olarak bir bahçede olduğunu savlayan bu insanlara baktığınızda, bir bahçede olduklarını düşünmeniz neredeyse imkânsız!
“Elhamdülillah Müslüman’ım! ” deniyor! Elbette, Allah’a bu bahçe için şükretmekte hiçbir beis yok. Lakin bahçeyi tamamen gezip tozmadığımdan, ömrümün sonuna kadar bu bahçede kalıp kalmayacağımı henüz bilmediğimden, ben “İnşallah Müslüman’ım! ” diyorum. Yunus’un dediği gibi, her şeyin yarın Hak divanında belli olacağını son nefesime kadar unutmak istemiyorum.
Müslümanlık, bir süreçtir. Bu süreç, vardığımız bahçeyi gezdiğimiz zamana ve orada tattıklarımızla imtihan edildiğimiz her ana tekabül ediyor. İnsanın, mütemadiyen Müslüman olması, bu yakıcı kulluğun merkezinde ne kadar da güç! Gayretimiz galip gelirse bu bahçenin içinde, elhamdülillah öleceğiz. Bana kalırsa yaratılan herkes bu bahçenin içinde ya… Körün istediği bir göz misali, dolanıyoruz.
..
O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey
incecik melankolisiymiş yalnızlığının
intihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam
caddelerinden ölümler aşkı pera'nın
Esrikmiş herhal bahçe bahçe çiçekleri olan ablam
çiçeksiz bir çiçekçi dükkanının önünde durmuş
..
Mor yaşmaklım bahar geldi
Sen de durma eserek gel
Bahçe bahçe kucak kucak
Lale sümbül keserek gel
Kopar ayrılık bağını
Sevda yaşasın çağını
..
Odamın penceresi bir bahçeye bakar
Bahçe çırılçıplak, kurumuş ağaçlar
Bir kız bilirim
Hep aynı günde, aynı saatte
Aydınlık iplere çamaşır asar.
Odamın penceresi bir bahçeye bakar
Bahçe bütün bahçeler gibi ıssız
..
Bir taraf bahce, bir tarafta dere
Gel uzan sevgilim benimle yere
Suyu yakuta döndüren bu hazan
Bizi gark eyliyor düsüncelere.
..
Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Toprak kilidini açsam dünyanın,
Çözsem düğüm düğüm muammasını
Ölüm denen sonsuz, büyük rüyanın!
Gelse bahçe bahçe mevsimler dile,
Ağaçlar, çiçekler konuşsa biraz:
..
küre, sele kapıldı herkesin uyuduğu bir gecede
gülüşleri ve ağlayışları farklıydı kıtaların eskiden
aşkları ve nefretleri ne çok benziyor şimdi
çocuklar tahta oyuncakları severdi bir zamanlar
tahta araba, tahta at, tahta ev, tahta bahçe
..
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle
onun tomurcuğu arasında bir yerde;
öylece durur muyduk, ikimiz gibi?
dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle
gizledikti kendimizi birbirimizden;
..
Odamın penceresi
bir bahçeye bakar
bahçe çırılçıplak
kurumuş ağaçlar
bir kız bilirim
hep ayni günde
ayni saatte
..
Ey gönül, işte dünya; koş, hepsini gör.
Bahçe yemyeşil cennet; hoş, hepsini gör.
Bugün ölen çiğdemi, sabah görmüştüm;
Çiğ düşmüştü üstüne; boş, hepsini gör.
(Hayyam'ın Türkçe Yüzü-Türkçe Yeniden Yazan-Yalçın Aydın Ayçiçek-Can Yayınları)
..
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
- Pervam yok verdiğin elemden;
..
-1-
Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Açsam göğün mavi kapılarını.
Bir samanyolundan geçip dolaşsam
Yıldızların altın yapılarını!
..
I
Baygınlık içindeydi Locke*;
Bahçe öldü;
Tanrı onun böğründen
İp eğiren kızı**** aldı.
..