Caddeler ıslak;
Gökyüzünden inen minik damlalar
Buluşmuş yeryüzüyle.
Ama doymamış toprak.
Çekmiş içine damlaları,
Doymamış.
Bulutlar dayanamamış;
Kara ağıtlar yakarak içlerinden kopan,
Salmışlar tanelerini yeryüzüne.
Ağıtlar çığlığa dönüşmüş,
Yıldırımlar dile gelmiş.
Bulut hüzünlü...
Bulut perişan...
Toprak arzulu.
Ardından,
Sükunetine bürünmüş bulut.
Verdikten sonra tüm damlalarını,
Gökkuşağı ile mühürlemiş semayı.
Toprak mutlu.
Günün ilk ışıklarıyla kutlamalara başlayacak,
Filizler yeşerecek gönlünde...
Taşıtlar geçiyor ıslak caddelerden,
Aceleleri var, belli.
Minik kedi anlayamaz tabii ki nedenini,
Başını çıkartıp baktığı köşeden.
Uzaklardan,
İnsanı huzursuz eden
Köpek sesleri geliyor.
Köşe,
Kedinin başını yitirdi...
Islak toprağın kokusuna dayanamıyorum;
Alıp bedenimi,
bu kokuyla dans etmek...
Sokak lambalarının silik ışığında,
Tüm melodilere inat
Yağmurun ritmiyle.
Mevsim bahar.
Tutkular sarar ruhları,
Karşı konulmaz.
Yağmurların ardı arkası kesilmez;
Doğmak, yeniden doğmak...
Bir yağmur tanesi olup kavuşmak
Özlenen toprağa,
Güneşi hissedip yeşermek doğanın koynunda.
Doyumsuzluğu yaşamak,
Doğuşu yaşamak,
Baharı yaşamak...
Kurumuş yapraklarla tanıştırdı Karayel,
Artık tüm bulutlara dargınım.
Mevsimimi yaşarken dallarıma karlar yağdı.
Eğilmedi dallarım.
Soldurmadı çiçeklerimi beyazlar.
Güneş doğsun yeniden!
Gönül bahçem tüm mevsimlerde güneşe hasret.
Sevgiyi teneffüs eder hep bu demlerde.
İlk ışıklarıyla sabahın,
Kendini bırakır doğaya.
...ve bir sabah bedenini bırakacak doğaya.
Olsun.
Güneş doğsun yeniden...
Kayıt Tarihi : 4.10.2005 15:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!