Baharda Saklanan Şiiri - Ayetullah Turabi 2

Ve sonra bahar geldi
Gülüşünün güzü
Sarı yapraklı bir çınar gibi
Dökülüverdi birden

Ellerinde kırmızı nar çiçeği suyu
Göğüslerine dökülürken
Göğüs uçlarını öperek uyandırdım seni
Azgın bulutlar tepende gezinmekteydi o zaman
Yağmur yağarken anladık
Baharın geldiğini
Kırmızı soluklu teninde utançtan
Bir tül perde gerilmiş
Pencerelerinin pervazlarına
Kapalı ve naif bir güzellik
Öylesine alelade
Saklanırken Eskişehir’in
Eski kaldırımlarında
Özel bir sevgi besleniyordu
Ayak parmaklarından
Serçe parmağından itibaren...
Ve bir de yeni bir çocuk ağlaması keşfedilmiş
İsviçre’nin adını henüz dile getiremediğim yerlerinden bir yerde
Sana benzediğinden ötürü
Tanrının yeni İsa’sı demişler
Sana Meryem dedikleri gibi
Ağlaşmışlar çocuğa
Ellerinde papatya desteleriyle
Seni beklemekteler
Şehrin virane yalnızlığında
Daha yalnızlığınla boşanacaksın
Ben gireyim, diye hayatına
Çocuğu sakla
Ellerine defterler sıkıştırarak
Şiir ver ya da...
Sana en çok benzeyen mısralarda
Öyle ki, garip bir tren vagonunda
Beyaz içine kırmızı mavi çizgilerden
Olma bir vagonun
Kimsesizler kompartımanında
Elimde dolandırdığım kırmızı bir çiçekti
Yolculuğumun adı
Henüz Gül’e gül denmemiş
Ve gülünmemiş daha dünya da
Senin çektiğin acılar karşısında
Kimse gülmeye cesaret edememişken
Ben bir trenden Ankara’ya
Uzak uzak bir yolculuğa çıktım
Korkak ve cesurun kesiştiği
Demir yolları esaretinde
Sana gelmenin renkli anlatımı...

Haydi geldi diyelim
Saatler ellerinde bozulmuş
Asma kilitli bir duraklamaya benzerken
Ağlaşırken çocuk sürüleri
Ellerinden
Gözlerinden
Ve memelerinden
Nasıl seveceğini bilmeyen
Kendini mühim zanneden
Akıl fukarası birkaç çakal sürüsüydü
Gözlerinde seninle sikişmenin
Sevişmek olduğunu zanneden
Ahmak kravatlı zengin köpek tüyleri sadece...
Ne denir ki, bilinmez
Hangi söze başlarsak söz söz olmaktan çıkıp
Bir şehrin yalnızlığında bürünür
Daha yeni güneş doğmuşken
Ben gözlerimi senin kadar güzeline
Zor alıştırmışken
Sana savaşlar vermek
Hangi adamın harcıdır
Seni dokunmadan sevebilmenin
Hazzını yaşamak
Sana bakarken orgazm yaşamadığını
Kanıtlasın yıldızlardan sadece biri
Kanıtlasın da dursun
O adamlardan farksız biri...
Ve bahar yağmurları da nihayet
Teşrif ettiler efendim
Güzelliğinden yana bu denli şikayetçi
Bu denli bir rakı sofrasında
Altın bileziklerinden altından
Ve tavşan dolu köpekli bir bahçeden
Evveldi hayallerin
Benim gelmelerim sebep değil
Sevmelerim sebep
Gözlerinin kısık ocakta pişen türk kahvesi kıvamı
Sakın ha ocağı açma
Acı olmasın kahvemizin tuzlu kısmı
Daha evleneceğizdir
Sevdamız başlarken acı,
Denk gelmesin içine
Her zaman bir sevgili
Bir sevgili
Ve bir sen ötesinde
Bahar’ın ve Yazın
Bitmemesi şerefine
Kaldır rakını

Duyguların şerefine