Bir takım şeyleri anlatmak o denli kolay değil
Hayallerimin yaşanma umudu olduğu kurguları mesela
Bedeninin titreyen yanlarını tasvir ettiğim fantezileri söylemek istiyorum
O saatlerce dudaklarımı gezdirdiğimi düşündüğüm vücudunun her zerresini
Damla damla ömrümün imbiğinden geçirsem
Bilsem ki ayılmaksızın sarhoş olacağımı
Terini içmeye doyamadığım tenini ellesem
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
'Sevmek Dokunmaktır' diyerek kitabını yazmıştı
Desmond Morris.Sayın Oğuzkan hocam ise şiirini.
İçselliğin yalın ve duygu ağı ile örülüşü müthişti.
Saygılarımla
Merhaba ,
Kanatsız uçurdunuz yine , bir aşk bu kadar mı dürüst , bu kadar mı içten anlatılır , bilmiyorum.
Gerçek sevgi bunları söyleyebilmek olsa gerek diye düşündüm , okurken sol tarafımın yaşadığını fark ettim .
Bizleri bu denli güzelliklere garkettiğiniz için minnettarım.Her dizeyi okurken duygu denizinde boğuldum; her nefes alışta , yeni duygular aktı satırlardan içime ; insanın nasıl özel bir varlık olduğunu bir kez daha hatırlattığınız için binlerce kere kaleminize ve yüreğinize teşekkür ederim.
Bir an önce sitemize kavuşmak dileğiyle.
Alev
Gözlerim yetiyor sana
Sözlerim ayıp geliyor, günah işlemiş gibi
Susuyorsun
Nefes alışlarınla konuşuyorsun ben anlıyorum iştiyakını
Açık saçık nefesler alıyorsun,
Cennetten kovulacağımı sanma
Yasak meyveyi yiyeceğim ama
Mesafeler tutuyor beni
Sayın Bölükbaşı; yine güzel bir şiir, çetrefilli duygularla örülmüş gibi dizeleriniz... Hayallerinizin değdiği yerlerden güller açacaktır ama şiir de açmış öyle duygular özlerinden damlamış tebrikler ve ayrıca devamı gelmeli bence bu şiirin ne dersiniz?
O geminin dümeni kilitli...ilk rotasında gitmek zorunda...
Ya ...evet.aynen Ahmet Bey gibi düşündüm...gülümseyen insan...bambaşka bir insan ve şair...her iki şiir de soluksuz ve tekrar rekrar okuduğum,alıp götüren şiirler...hafta sonu siteye kavuşuyoruz demek kii..sevindim hocam...ne zaman baksam boş sayfa...hani şöyle demek geliyor içimden
'orda bir site var...yakında
gidemediğimizde de aklımızda'
çok alıştık ona....
sevgi ve saygılar
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta