Bahara Yaklaşmışız,Haberimiz Yok

Cıvıl cıvıl bir Cumayı yaşıyor Bursa
Bahara yaklaşmışız haberimiz yok,
Bir masa atmışım benim mabedin önüne,
Nevresimci Nihat'la çay içiyoruz,
İşten güçten konuşacak halim yok,
Hoca selayı okuyor,Ulu camiden
Dedem aklıma geliyor,
''Üç cuma kaçıran dinden çıkarmış oğul''
Eveli hafta gitmiştim,iki hakkım var.
Ben yolu seyrediyorum,
Nihata müşteri geliyor,
Bir kadın,yanında küçük bir kız çocuğu
Çocuğun, kırmızıpabuçlarından çocukluğum, yansıyor
Arabaların toz kaldırmasına sinir olmuyorum bugün
Tozlu çay,aşıkken,mideme dokunmuyor.
Hayallere dalıyorum,
İzmirde bir kahvehanedeyim,eski dostlarla
Bornova caddelerini arşınlıyoruz
Erzurumda kar vardır halâ,
Bir kaç şair bir köy odasında konuşuyordur,
Şiir karın doyurmuyor,gurbete çıkmalı,
Önümdeki çimlere dalıyorum,
Bir avuç koparsam ya,
Aklıma zabıta İrfan geliyor,
Çimlere basmak yasak.
Bakmaktamı yasak,okşamaktamı,
Gülayın saçlarına benzetiyorum çimleri,
Rengini ayrı tutarak.
Elimi yüzüme sürüyorum,
Yeşile boyanıyor yüzüm,
Oysa ben ençok sarıyı seviyorum,
Neden renkleri kendim seçemiyorum.
Çimler kırmızı olsaydı,
Güneş pembe,
Bulutlara beyaz yakışıyor,ve bazen mavi,
Ya Gülayın saçları ne renktir acaba?
Sarımı? sanmam,
Siyahmı? bilmem,
Kahverengi olsun,yada kestane
Amaaan!
Biraz uzun olsunda,
Azıcık kısa,
Ne renk olursa olsun,
Düz yada kıvırcık olsunda
Zor işmiş şiir yazmak,
Kolay değilmiş şair olmak,
Ama bu gün cıvıl cıvıl Bursa
Bahara yaklaşmışız haberimiz yok,
Bir masa atmışım,yalnızlığımın önüne
Nevresimci Nihat'ı bekliyorum çay içeceğiz,
Nihat'la değilde,Gülayla çay içseydik
Belki birazdan kalkar,Cumayada giderdim.
Vakit öğleyi geçmiş,
Şiir yazarken,
Bahara yaklaşıyoruz,haberimiz yok.