Zaman yağmurlu mart akşamı
Ben yalnızlık şarkıları dinlerken
Safkan atlar geçiyor yüreğimden
Çocukların hiç bir şeyden haberi yok
Şehirde bazı insanların karnı tok
Bazı insanların kalbi aşka aç
Dünya kara bulutlar içinde dönüyor
Yıllar asırlar hep böyle geçmiş
Şifreler, reçeteler, menzil yanlış olunca
Henüz Nirvana'ya tam olarak ulaşan yok.
Odamda kasvetli bir akşamdı zaman
Ben gözlerinle baş başa yapayalnızım
Sen resimlerinden bana gülümsüyorsun
Bana sessizce hüzün şarkıları söylüyorsun
Delice bir yağmur vuruyor pencereme
Yağmur maziden eski şakılar söylüyor bana
Seni bana anlatan hüzzam şarkılar
Yağmur yağdıkça pencerem ağladı
Bir de seni özleyen yüreğim ağladı
Demek zaman seni çağıran bahardı.
Dün gece gazap yağmurları yağdı Gazze'ye
Masum ve bahtsız insanların üzerine
Gazze'de benim gibi acılar içinde
Harabe Gazze'ye namertler yağmur gibi
Mermi, top, füze yağdırmış
Bu nasıl insanlık?
Bu nasıl adalet böyle?
Bazı yaratıklar çıldırmış
Ölümler artık sıradanlaşmış
Kalplerde Allah'a iman olmaz ise
Yüreklere merhamet hak getire
Ey! insanoğlu
Mezara girince mi anlayacaksın gerçekleri
Billahi Allah kahru perişan eyler zalimleri
Bu gece dışarıda şiir gibi yağmur yağıyor
Ben senin hayalinle sırılsıklam ıslandım
İpek saçların bağlamış kaderimi
Ne yapsam bırakmıyor beni
Gürültüyle patlayan şimşekler
Gecenin zulmetini aydınlatıyor
Bahar yağmurları
Kazdağlarından inmiş şehre
Şehir ağlıyor ben ağlıyorum bu gece
Sen uzaklardan el sallıyorsun sessizce
Sensiz artık ben sanki mahsustan yaşıyorum
Öksüz bıraktın gittin sen beni
Hicran dolu yıllar
Ömrümün üzerinden bir bir geçse de
Ben seni unutamam
Seni bekleyeceğim ben ömrümce.
Mart 2025
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 29.3.2025 02:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!