BAHAR VE BEN
Şu mis koku bana zehir mi olsun?
Ağlasın mı kan çanağı gözleri ile,
gül?
Bütün güzelliklerden yoksun,
Her yıkılışta morarsın mı
zambak?
Ve umut yolları kapandı diye,
Kıvır-kıvır saçları ile salınmasın mı
leylâk?
Ya keskin bir bıçak mı olsun
tatlı esen yel!
Çağlayan su değil midir;
Ana sesi kadar berrak,
Ana ninnisi kadar güzel?
Lale;
sararmış dudakları ile,
Tanrıya bedduada mı görünsün?
Baharı getirirken göçmen kuşları,
kanatlarında,
Bülbüller dal uçlarında,
ahenksiz mi ötsün?
Böcekler vızıldamasın mı,
bitki aralarında?
Gökkuşağı kanatları ile kelebek,
Çiçeklere buse kondurmasın mı?
Kara gözlü kuzular dağ yamaçlarında,
meleyerek
Anasıyla oynaşmasın mı?
Güneş sabahları yükselirken
Dağlar ardından,
Gözlerden, kalpleri ısıtmasın mı?
Toprak dirilmesin mi usul-usul,
Buğul-buğul tütmesin mi,
Nisan yağmuru inceliğinde?
Tomurcuklar göz açmasın mı doğaya;
Yeşilin her rengi ile?
Ağaçlar duvak takınmasın mı
Düğün gününde?
Hayır!
Çekil içinden,
Ey! Karamsar el.
Benim yüreğim;
iyiliklerle, güzelliklerle dolu
İçim sımsıcak…
Heyecanlı bir ürpertim var.
Ruhum kan ağlasa da;
Çok şükür,
Yine geldin taptaze bahar…
(Van, Mayıs 1983)
Zirve Beyazı/Uyanan Şiirlerim kitabımdan
Kayıt Tarihi : 24.4.2011 19:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!