Bahar Başka Bahara Şiiri - Haşim Kalender

Haşim Kalender
265

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Bahar Başka Bahara

Bağda güller açtı bülbüller öter
Yüreğimde kardelenler açıyor
Al yeşil yazılar gözümde tüter
Ben baharda bahar benden kaçıyor

Tasalar elbisem gam samur kürküm
Kesilmiş sularım dönmüyor çarkım
Gülüp gezenlerde nedir ki farkım
Günlerim dünümden beter geçiyor

Yalancı baharlar geldi gittiler
Güzelim yılları zindan ettiler
Yeşermez ümitler soldu bittiler
Kalanları orak olup biçiyor

Kırksekiz kış geçti bahar beklerken
Yaş kemale vardı gönüle erken
Yetmez her günüme kırk gün eklerken
Acelem faniler çabuk göçüyor

Kalan hayatımın neşesi çile
Yazı özlüyorum kış bile bile
Bir fırtına sardı tipiler ile
Ecel şerbetiyse herkes içiyor

Derde derman diye düşerim derde
Neşe konuk etmez beklerim der de
Okudum öğrendim yükseklik yerde
Bilmem ki bu gönül niye uçuyor

Kalender hayalde kur baharını
Aşkın eritmeli yürek karını
Güneşli bulutsuz bekler yarını
Nefis kabullenmez öyle seçiyor

26. 01. 2011

Haşim Kalender

Haşim Kalender
Kayıt Tarihi : 8.2.2011 20:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Haşim Kalender
    Haşim Kalender

    Doğumundan Ölümüne Nur
    Nur babası Abdullah amineyle evlenir
    Birkaç ay süre sonra gazzeye sefer eder
    Dönüşte Medine’de ecel gelir devlenir
    Dayıları yanında hasret sonsuza gider
    Var oluş sebebini yetim doğurur kader

    Gelenektir sütanne Halime’ye verilir
    Daha kundakta iken çok sırları görülür
    Türlü türlü nimetler yollarına serilir
    Beşli yaşına kadar yaylada gül kokusu
    Âmine teslim alır Halime’nin korkusu

    Evlat, ana, cariye Medineye giderler
    Babasının kabrinde bolca dua ederler
    Dönüşte Ebva’dadır ayırırken kaderler
    Birkaç ayda sonbulur saran ana kucağı
    Pişirir geliştirir yetimliğin sıcağı

    Abdulmuttalip alır hane nura boğulur
    Dedesidir koklarken kasaveti dağılır
    Sekiz yaşlarındayken bir kez daha yığılır
    Ebu Talib’e verir gözü arkada kalmaz
    Çok severdi amcası fakat Müslüman olmaz

    Oniki yaşlarında kervanla Şam’a gider
    Busra’daki Bahira nübüvveti fark eder
    Bir bulut ki sıcakta durur kervanı güder
    Gelecekti son nebi rahip sığmaz kabına
    Peygamberi öperek belgeler kitabına

    Dürüstlüğü ün salar dilden dile dolaşır
    Halk içinden nufuslu, Hatice’ye ulaşır
    Evlenmeden işçidir kervanından çalışır
    Yaş farkını gözetmez o yıllarda yirmi beş
    Kırkındaki Hatice ilk kadın Müslüman eş

    İki erkek dörtde kız altı çocuğu olur
    Fatıma’dan gerisi kendinden önce ölür
    Hasan’dan Hüseyin’den onun soyu can bulur
    Fatıma’nın canları Ali’nin fidanları
    Yarım yarım benzerdi resule bedenleri

    Yaşı ilerledikçe yükü ağırlaşmakta
    Oluşan engelleri sıralayıp aşmakta
    Hak ararken dağlarda hakikate koşmakta
    Nurdağından nur olup süzülürken aşağı
    Cebrail’le bağlandı peygamberlik kuşağı

    Tebliğ emri verilir yakınlardan başlayıp
    Emre itaat eder ölümleri döşleyip
    Eminlikte tek insan yüreklere işleyip
    Davet eder yemeğe amcalardır ilk önce
    Sırrını beyan eder sıra söze gelince

    Amcası ebu leheb hakaretler savurur
    Edilen ikramları orda döker devirir
    İsyankârın isyanı ciğerini kavurur
    Üzülür ağlamaklı usanmak yok bu işte
    Hakkın hakikati var aşikâre gidişte

    Ali çocuk yaşında ilk safta biat eder
    Zeyit bin Haris ile ebu Bekir saf tutar
    Kudurmuştu müşrikler sabilere kin güder
    Azdıkça azıtırlar her gün başka bir cefa
    Dile gelse söylese neler biliyor sefa

    Zulmü duymuştu Hamza, katıldı güç buldular
    Ömer bin hattap ile güç timsali oldular
    Günden güne çoğaldı girenler kurtuldular
    Yol Allah’ın yoluydu habibiydi nur yüzlü
    Müşrikler onaylardı emsalsiz doğru sözlü

    Kızlar diri gömülür cehalet ki diz boyu
    Haşim oğullarından gelir resulün soyu
    Gökyüzü aşka geldi böldü ikiye ayı
    İki değil bin etse sihirbazsın dediler
    Gülüşüp alay eden bakar körler idiler

    Hatice’nin ölümü hüzün yılı sayılır
    Habibinin çağrısı elden ele duyulur
    Kalbi mühürlü bilmez dağlar taşlar ayılır
    Cevap verdi sorana mucizeler gösterdi
    Gelene git demedi kurtulsunlar isterdi

    Gün geldi Medine’ye hicret emri verildi
    Gidiş için gizliden hazırlıklar görüldü
    Gül Mekke’den giderken bilenlerce derildi
    Kör olmuştu cehiller gerçeği görmediler
    Kurtlar kuşlar girdide hizaya girmediler

    Sevir’deki yılanı döndürünce yoldaşı
    Sevgiliyi uyardı bir damlacık gözyaşı
    Dile gelmez mi yılan konuşturan var taşı
    Bilseydi uyaracak sokarmıydı Sıddık’ı
    Bin kez soksa o denli yakarmıydı Sıddık’ı

    Örümcek ağı ile mağarayı gizledi
    Güvercin kapısından gelenleri izledi
    Ebu Bekir can değil cananına sızladı
    Gülümsedi gül yüzlü bizi Allah koruyor
    Zehire pan zehiri tükrüğünden veriyor

    Bastığında incitmez hamurlaşırdı taşlar
    Zikrine yoldaş idi onu görünce kuşlar
    Çağlayanla akmalı gözlerimdeki yaşlar
    Ümmeti der hıçkırır Cennet müjdeli adam
    Gelişiyle görmüştü ilk insan dedem âdem

    Kumda izi görünmez gül kokusu yayardı
    Allah’dan aldığıyla ümmetini uyardı
    Karıncayı incitmez her canlıyı sayardı
    Taş bağladı karnına açlığını giderdi
    Kızıp taş atanlara kendi dua ederdi

    Yetimin rütbesiydi nurun yetim doğuşu
    Her adımda izlendi karanlığı boğuşu
    Ne şanslı ümmetleriz Mevlamızın bağışı
    Geldi gidene kadar kurumadı gözyaşı
    Âlemlere sahipken sefalet arkadaşı

    Medine’ye gün doğdu halkın gözü kamaştı
    Deve seçti evini gönül kırmayı aştı
    Yürekler coşa geldi sevgi selleri taştı
    Eyüp el Ensar’ındı devenin çöktüğü yer
    Yedi ay ev sahibi binlerce kez şükür der

    İlk işi mescit idi işçi gibi çalıştı
    Mekke’nin hasretine Medine’de alıştı
    Dayı yurduydu bura sonsuza dek kalıştı
    Neyi varsa bölüştü Medine’nin erleri
    En hakiki güzellik yürekteydi yerleri

    Varız deyip yiğitler Bedir’de güç buldular
    Mevlanın yardımıyla bölgede ün saldılar
    Uhutda uyumsuzduk öçlerini aldılar
    Dişi şehit edildi Hamza ile orada
    Hendek savaşı vardı galibiyet sırada

    Hudeybiyede attı büyüme temelini
    Gönlü Kâbe’de kaldı çekmemiştir elini
    Gayri dünya duymuştur Medine’nin gülünü
    Büyüdükçe büyüdü iki cihan önünden
    Hayatından bir nefes taviz yoktur dininden

    İki yıl geçmişti ki antlaşmayı bozdular
    Huzaa’lıları basıp çoklarını ezdiler
    Resul ferman gönderdi elçisine kızdılar
    Mekke’yi kuşatmaya dört cepheden girildi
    Putlarını kırarak toptan berat verildi

    Ulu şehrin fethiyle gücüne güç katıldı
    İslamla şereflenen hizmet için atıldı
    Her fırsatta anlattı putperestlik batıldı
    Öğretmenler salındı ulaşılmaz yerlere
    Yalnızca din islamdır kazılmıştı serlere

    Gel Efendim, Sultanım gönül sensiz olmuyor
    Sol yanımda hasretin vuslat günü dolmuyor
    Sana varmak muradım ecel gelip almıyor
    Yalnız koyma orada şefaate muhtacım
    Müslümanlar adına ismin yaşar baştacım

    Hükmü yaymış âleme girerek gönüllere
    Bastığı topraklarda siniyordu güllere
    Adı kaleme şeref nakış oldu dillere
    Muhammet Mustafa’ydı selavatla anıldı
    Topraktandı dönecek çok kez baki sanıldı

    Âdem’in gelişinden arşta adı okundu
    Beşeriyat içinden Mevla’ya en yakındı
    Kurtalar içinde yetim cehillerden sakındı
    Peygamber peygamber’i habipliğe seçildi
    Mirac’ın katlarından Cebrail’de geçildi

    Asla dönüş yakınken şahit tuttu âlemi
    Son yola çıkar iken ümmetiydi elemi
    Geldi gidene kadar hakkı dedi kelamı
    Bin kez aciz Kalender nasıl anlatsın seni
    Seven aşkla koklasın güllerde tatsın seni

    09. 12. 2011

    Haşim Kalender


    Arkadaşlardan bir çokları kutludoğum haftasında bu şiirimin günün şiiri olmasını yadırgamış bu arada ben bu şiiri bu gün yazmışım gibi algılanmış eski bir şiirim eski paylaşım yoksa benimde vardı resule yazılmış şiirim isterdim ki bu şiirimi seçelerdi suçsada değilsede benim haberim yoktu ve seçen ben değilim hiç bir girişimdede bulunmadım banada sorsanız bu şiirimin olmasını isterdim günün şiiri tüm arkadaşlarımın isteklerine katılıyorum ayrıca değerli yorumcuların yorumlarını okudum herkes kendini yazmış çok hoş bilerek yorum yapan kardeşlerimin yorumlarını bundan sonraki şiirlerimde uygulamaya çalışacağım şiiri seviyorum bu yolda bir kelime bir harf öğretene bin kez teşekkür ederim şairim demiyorum eğer dersem akiflere fazıllara başka bir ad bulmak gerektiğini düşünüyorum ancak şiiri seviyorum onlar sevmeselerde şairi seviyorum herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum sağolun

    Cevap Yaz
  • Nerman Karakoç
    Nerman Karakoç

    Yalancı baharlar geldi gittiler
    Güzelim yılları zindan ettiler
    Yeşermez ümitler soldu bittiler
    Kalanları orak olup biçiyor

    Günün şiiri seçilmesinden dolayı Kutluyorum güzel şiirinizi. Emeğinize yüreğinize sağlık. Saygılar

    Cevap Yaz
  • Xalide Efendiyeva
    Xalide Efendiyeva

    Usta şairden hece şiiri gelmiş Gün e,
    Haşim Kalenderin daha güzel ve hatasız şiirleri vardı
    Şiir 6+5 le yazılmış, ölçü hataları var

    Bahar Başka Bahara

    Bağda güller açtı, bülbüller öter
    Yüreğimde kardelenler açıyor - 4+4+3
    Al yeşil yazılar gözümde tüter
    Ben baharda, bahar benden kaçıyor 4+4+3

    Birinci dizede 'açtı' yerine 'açar' yazılsaydı dize sonundaki 'öter'e uygun olarak daha akıcı olurdu.
    Sonuncu dizede ben bahardayım bahar benden kaçıyor demek istemiş şair, hata yok

    Tasalar elbisem, gam samur kürküm
    Kesilmiş sularım, dönmüyor çarkım
    Gülüp gezenlerde nedir ki, farkım - 'gülüp gezenlerden' mi demek istemiş şair
    Günlerim dünümden beter geçiyor - 'Bu günüm dünümden beter geçiyor' daha uygundur. Bu kıtada durak, uyak hatası yok

    Yalancı baharlar geldi gittiler
    Güzelim yılları zindan ettiler
    Yeşermez ümitler soldu bittiler
    Kalanları orak olup biçiyor - 4+4+3

    geldi, soldu - tekil olmuş
    gittiler, bittiler- çoğul, hece gereği yapılmış, olmamalydı

    Kırksekiz kış geçti bahar beklerken- şiirde rakkam kullanılmasını makbul saymıyorum
    Yaş kemale vardı gönüle erken
    Yetmez her günüme kırk gün eklerken
    Acelem faniler çabuk göçüyor

    Bu kıtada uyak durak hatası yok

    Kalan hayatımın neşesi çile
    Yazı özlüyorum kış bile bile
    Bir fırtına sardı tipiler ile
    Ecel şerbetiyse herkes içiyor - hatasız

    Derde derman diye düşerim derde
    Neşe konuk etmez beklerim der de
    Okudum öğrendim yükseklik yerde
    Bilmem ki bu gönül niye uçuyor

    'derde' ve 'der de' - burda şair cinas yapmış, güzel

    Kalender hayalde kur baharını
    Aşkın eritmeli yürek karını
    Güneşli bulutsuz bekler yarını
    Nefis kabullenmez öyle seçiyor


    26. 01. 2011

    Tebrik ediyorum, Kalender bey, Gün e gelen şiirinizle

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci

    Haşim Kalender kardeşimiz severek yazmış hissederek yazmış,bu herşeyden önemli..

    sevenleri şiiri hoşça ağırlamışlar.. bu da çok önemli..

    şiirin eksiği gediği var elbette,

    benim! diyen şairlerin de eksiği gediği var!

    günün şiiri sayfasına hoşgelmişsiniz haşim kardeşim.
    jüri, içimizden birini takdir etmiş bugün.

    'henüz yazmamış olsa bile herkesin bir şiiri vardır'
    madem

    Cevap Yaz
  • Jale Keskinkılıç
    Jale Keskinkılıç

    Güzel şiir.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (53)

Haşim Kalender