1969 yılında Bayburt’ta doğdu. İlkokulu ve İmam Hatip Lisesini Bayburt’ta bitirdi. Son olarak Erzurum Atatürk üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Tarih bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik hayatına 1991 yılında Trabzon’da başladı.
Küçüklüğünden beri kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere ilgi duydu. İlk şiirlerini lise çağlarında yazmaya başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri yayımlandı. Çeşitli şiir/edebiyat sitelerinde yöneticilik ve jüri üyeliği yaptı. Türkiye edebiyatçılar ve kültür adamları ansiklopedisinde(2007) , Bayburtlu şairler antolojisinde(1998) ve üniversiteler arası şiir antolojisinde(1990) yer aldı. Deneme, tiyatro ve kültür araştırmaları dalında çalışmalar yaptı. ”
Gidiyorum” adlı ilk şiir kitabı 1995 yılında Bayburtlu Şairler dizisi (BVB yayınları) arasında yayımlandı. Şairin ”Kaybolan köy” adlı bir roman denemesi bulunmaktadır. Bursa Âşıklar Yazarlar ve Şairler birliği üyesidir.Son şiir kitabı 'HAZAN RÜZGARI' KASIM-2007' de yayına girdi. Bu kitapta son yıllardaki çalışmalarına ağırlık vermekle birlikte eski şiirlerinden bazılarına da yer verdi. Özcan AKBAŞ, tarih öğretmeni olarak görevini sürdürmektedir.
Eserleri
Gidiyorum-şiir kitabı
Hazan Rüzgarı
Kaybolan Köy-roman
deneme ve tiyatrolar
Kültür araştırmaları
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!