Üşüyen tüm börtü-böcekleri perperişan olmuş
Hüzün dallarına tutunan güneşi de sönen
Gülleri, çiçekleri sararıp solan
Çok yaslı, kederli, çileli
Vakti zifiri karanlığa
Gömülen
Bizim topraklarda
Bir yanda
Kan akıyor
Diğer bir yanda ise
Kurşunlar vızıldıyor
Gün doğmuyor diye
Artık utanır olmuş ezgin şafak
Nicedir, yürekler yaşanabilecek bir âlem arar olmuş
Huzursuzluk, mutsuzluk, karanlık hep uç verirken
Sanki dünya, yeniden buzul çağını yaşıyor
En sıcak iklimlere bile kar yağıyor
Gülümsemeleri çoktan tükenen
Bedenleri hep derinden ezik
Oyuncakları kırılmış
Yarım kalan umutları
Çoktan tükenen
Her biri
Bir yıldız olan
Diyarbakırlı
Ağrılı
Mardinli
Ya da Muşlu
Küçücük yürekleriyle
İliklerine kadar üşüyen çocuklarız biz
Kucağında bebeğiyle annelerimiz katledilirken
Hiç şafak mı atar, hiç gün mü doğar? Hal böyleyken
Kanayan o derin yaralara, ölümlere yemin olsun
Yemin olsun ateşe, güneşe, yemin olsun umuda
Kurşunlara, bombalara gelen
Bedeni delik deşik edilen
Canlara
Susmayan çığlıklara
Akan tüm gözyaşlarına, yemin olsun
Katiler bunu bilsin! Bu yaşanılanlar yaşama ihanettir
Her yeri paramparça olan seheri, akşamı olmayan
Toplarla, obüslerle
Halkı katliama uğrayan
Ormanları
Şehirleri yıkılan-yıkılan
Şiirleri, tarih, kültürü, dili yasaklı
Bağrından vurulan toprağın çocuğu olan
Ceylan Önkol, Özgür Taşar, Uğur Kaymaz’ım ben
Dilerim, şu katliama ferman verenlerden hesap sorulsun
14.03.2017
İstanbul
Kayıt Tarihi : 14.3.2017 12:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!