Bazı insanlar vardır; bağırsaklarıyla düşünürler o yüzden düşünceleri pislik doludur ve kötü kokan bir hayat tarzları vardır. Dünyaya bağırsaklarıyla bağlanmışlardır. Kopacakları da yoktur.
Bu tarz insanlar içlerindeki pisliği her yere dökmekten çekinmezler. Ne olursa olsun dünyayla lağımvari bir bağ kurarlar. Bütün söylemlerinde işkembeden atarlar.
Bazı insanlar tabancalarını gülle donatırlar. Hayat onları tetikledikçe çok isabetli kararlar alırlar. Dünyayı savaşla, kanla değil; barışla, güzellikle doldururlar.
Bazı insanlar ise gül gibi kokarlar. Mis gibi bir iç dünyaları vardır. Bu insanlar, topluma gül bahçesi gibi renkli ve cümbüşlü bir hayat katarlar.
Bütün düşünceler dünyayı bir güzellik bahçesine çevirdiğinde, kalpten lağım suları değil; insan kanı akacaktır. Dünyayı güzellik kurtaracaktır.
Mide bulandıran insanlar dünyada lağım faresi olarak dolaşmaya devam etseler de kayalıklarda kendi pisliklerinin sarhoşluklarıyla bir şarapçı gibi kalacaktır. Yanı başlarındaki denizi hiç göremeyeceklerdir. Hiçbir zaman özgür olamayacaklar ve ufuk çizgisini geçemeyeceklerdir.
Bağırsak beyinliler kendi düşüncelerine uygun karasinekler bulsalar da asla rahatlayamacaklardır.
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını