Acı içinde acıyla yazıyorum sana bu mektubu
Çaresizliğimi,utancımı kalemin mürekkebine koyarak kağıda döküyorum...
Merhaba yada nasılsın diye başlanır bütün mektuplara,sonra havadisler gelir hal hatır sorulur.
Oysa ben sana ne merhaba nede nasılsın diyeceğim Bağdalı başı sargılı çocuk.....
Ben sana bu mektubu yazarken kimbilir kaç füze kaç bomba düşmüştür saklambaç oynadığın sokağa..
Benim senden hal hatır sormam benim ya aptal yada deli olduğum manasını taşır...
Senin şu anda hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum ama,bir fotoğrafın şu an önümde,öyle çaresiz öyle mahzunsun ki,sana bakarken ben utanıyorum çaresizliğime.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim